Tarihdaş Milletler ve Topluluklar Derneği’nin düzenlediği Hacı Zeynelabidin Tagiyev ve Kafkas İslam Konferansına katılan AK Partinin akademisyen kökenli Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ konferans çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Ege Üniveritesi’nde meydana gelen karşıt görüşlü iki grup öğrenci arasındaki kavgada ölen ülkücü öğrenci Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun hayatını kaybetmesiyle ilgili açıklamada bulunan Özdağ, Üniversitelerde PKK yanlısı örgütlerin aşırı sol örgütlerle işbirliği yaparak hakimiyet kurmak istediklerini ve bu hedeflerine engel olmaya çalışan her türlü kitleye karşıda her türlü tepkiyi gösterdiklerini kaydetti.
Özdağ, “Biz bunları 12 eylül öncesinde de gördük. Okullarımızdaki ay yıldızlı Türk bayrağımızı indirip yerine orak çekici asıyorlar, sonra da ay yıldızlı bayrağını yerine asmak isteyen vatandaşlarımızı özellikle altını çizerek söylüyorum ‘faşist’ diye adlandırıyorlardı. Bugünlerde özellikle üniversite yöneticileri bu konularda daha hassas ve duyarlı olmalıdırlar. Üniversitelerde huzuru kim bozuyorsa hiç vakit kaybetmeden, gerek 657. kanun maddesini uygulayarak gerekse 6547 sayılı kanun uygulanarak gereği hemen yapılmalıdır” dedi.
İDEOLOJİLER ÜZERLERİMİZE GİYİRİLEN DELİ GÖMLEKLERİDİR
“Türkiye’de çözüm süreci yaşanırken PKK yanlısı örgütlerle, aşırı sol, terörist Marksist yapıların el ele vererek, oradaki milli ve manevi değerlerin tamamına saldırmaları kınıyorum” diyen AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Bu örgütleri önce gezi olaylarında ardından Kobani olaylarında gördük, Milli ve manevi değerlerimize saldıran aşırı sol örgütlerle, terörist Marksist yapıları kınıyorum, ülkücü gençlerimizi de sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Milli ve manevi değerleri yüksek olan insanlarımız bunlarla karşı karşıya gelerek çatışmak yerine onları Polisimize şikayet ederek, kanuni yollarla haklarını aramalılardır. Orada yaşananları belgeleriyle beraber insan hakları komisyonlarına şikayet ederek çözüm yolu bulmalıdırlar. İdeolojiler üzerlerine giydirilen deli gömlekleridir ve PKK’lılar deli gömleklerini çıkartmıyorlar. Şu anda Meclis’te İç Güvenlik Reformu Paketi görüşülürken, PKK ile BDP ile CHP’nin içerisindeki DEV-Sol ya da DEV-Yol kökenli insanlar el ele vermiş vaziyetteler. Zaten paralel yapıda bunlarla birlikte. Tahmin etmediğimiz bir şekilde MHP’de nelere karşı çıktığını söylemeyerek, sanki onlarla berabermiş gibi bir hava veriyor. Kamuoyumuzda bu gelişmeleri yakından takip ediyordur ve seçimlerde de gereğini yapacaktır” şeklinde konuştu.
REKTÖR GÖREVİNİ BİLMELİ, ONA GÖRE DAVRANMALIDIR
Yunus Emre’nin, ‘Ne zaman bir genç ölüm duysam, gök ekin biçmiş gibi oluyorum’ sözünü hatırlatmada bulunan Özdağ, “Bu nedenle hayatının baharında vefat eden bu genç arkadaşımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Kederli ailesine de Allah’tan sabır niyaz ediyorum. Ege Üniversitesi Rektörünü de daha hassas olmaya ve bir Rektör gibi davranmaya davet ediyorum. İllegal hiçbir yapıya müsaade etmemeye davet ediyorum. YÖK’ de Ege Üniversitesi’ndeki bu olaylarla ilgili soruşturma açmalıdır. İhmal veya kasıt var mıdır? öncesinde de şikayetler var mıdır? Bunlar araştırılmalıdır. Zaten Başbakanımız okula iki müfettiş gönderildiğini söyledi” ifadesinde bulundu.
AYNI DELİKTEN BİR DAHA GEÇİLMEZ
Önce İç Güvenlik Yasa Paketi görüşmeleri esnasında TBMM’de ardından Ege Üniversitesinde meydana gelen karşıt görüşlü iki grup öğrenci kavgasının ardından yaşananlar sonrasında bir gazetecinin Türkiye ’12 Eylül öncesine mi dönüyor?’ sorusunu cevaplandıran Özdağ, “Türkiye daha önce yaşananlardan ders almış, sağduyu sahibi öğrencilerden, öğretmenlerden, idarecilerden ve ailelerden oluşmaktadır. Ben bu tür oyunlara gelmeyeceğimizi düşünüyorum. Çünkü aynı delikten bir daha geçilmez. İnsan aynı yerden iki kez ısırılmaz yani” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü; “Biz bu nedenle İç Güvenlik Reform Paketini çıkarmak istiyoruz. Dün HDP’lilerin Meclis’te yaptıklarını hep beraber gördük. Attığı sloganlara hep birlikte şahit olduk. Madem siz barış istiyorsunuz, madem siz silahların susmasını istiyorsunuz, önce kendi üzerinize düşeni yapın. Sizler yüzlerini kapatanların yanında mısınız, yoksa karşısın damısınız önce bunu açıklayın. Ellerine Molotof kokteyli, taş alıp polisimize karşı duranların karşısında mısınız, yanında mısınız? bunu söyleyin. Ancak bugünkü tavırları onların yanındaymış gibi göstermektedir. Yüzde 10 seçim barajını aşacaklarını söylüyorlar. Bu hal ve davranışlarla bunu aşmaları mümkün değildir. Buna rağmen girerlerse boylarının ölçüsünü alacaklardır. Çünkü bu millet feraset sahibidir. 40 senedir o bölgede bu tür olaylar yaşanmakta ve oradaki vatandaşlarımız artık bu olaylardan bıkmıştır. Eğer oradaki vatandaşlara müdahale etme hakkı verseydik, geçenlerde yaşadığımız gibi onlar buna daha büyük tepki göstereceklerdir.”
TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR
Türkiye’nin geçmişten ders alığını ve yeni Türkiye yolunda önemli adımlar atıldığını kaydeden Özdağ, “Türkiye artık eski Türkiye değildir. Devlet içerisinde devletçikler yoktur. Devlet bir tanedir, otorite bir tanedir, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bu hükümet olduğu sürece Türkiye’de ayaklanma çabaları boşa çıkacaktır. Hem milletimizin sağduyusu boşa çıkaracaktır hem kamu düzeni sağlanacaktır. Biz kadife eldiven içerisindeki demir yumruk olan bir devletiz” dedi.
HOCALI’DA BİR KATLİAM İŞLENMİŞTİR
Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in Azerbaycan’a ve insanlık tarihine önemli katkıları bulunduğunu belirten Özdağ, “Himmet sahibi Haci Zeynelabidin Tagiyev ve O'nun nezdinde Kafkasya'da aynı kaderi paylaşan bütün erdemli kahramanları anmak için düzenlenen programa katılarak desteğimizi sunmak, bu erdemli şahsiyetli bir kez daha dualarla anmak istedik. Ermeni toplumunun, "Hocalı Katliamı" dolayısıyla Hocalılardan özür dilemesi gerektiğine inanıyorum. Katliam sonucunda yüzlerce Hocalılı soydaşımız katledildi. Yüzlerce yaralı, binin üstünde esir ve 150 kişi ise kayıp. Hocalı'da kime zulmetmişlerse, kimin kanını akıtmışlarsa bu kişilerin aileleri başta olmak üzere tüm Hocalılardan özür dilemelilerdir. Bu konuda Azerbaycan üzerine düşen görevi hassasiyetle yapıyor ve yapmaya devam edecektir" diye konuştu.
Özdağ, “Biz bunları 12 eylül öncesinde de gördük. Okullarımızdaki ay yıldızlı Türk bayrağımızı indirip yerine orak çekici asıyorlar, sonra da ay yıldızlı bayrağını yerine asmak isteyen vatandaşlarımızı özellikle altını çizerek söylüyorum ‘faşist’ diye adlandırıyorlardı. Bugünlerde özellikle üniversite yöneticileri bu konularda daha hassas ve duyarlı olmalıdırlar. Üniversitelerde huzuru kim bozuyorsa hiç vakit kaybetmeden, gerek 657. kanun maddesini uygulayarak gerekse 6547 sayılı kanun uygulanarak gereği hemen yapılmalıdır” dedi.
İDEOLOJİLER ÜZERLERİMİZE GİYİRİLEN DELİ GÖMLEKLERİDİR
“Türkiye’de çözüm süreci yaşanırken PKK yanlısı örgütlerle, aşırı sol, terörist Marksist yapıların el ele vererek, oradaki milli ve manevi değerlerin tamamına saldırmaları kınıyorum” diyen AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Bu örgütleri önce gezi olaylarında ardından Kobani olaylarında gördük, Milli ve manevi değerlerimize saldıran aşırı sol örgütlerle, terörist Marksist yapıları kınıyorum, ülkücü gençlerimizi de sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Milli ve manevi değerleri yüksek olan insanlarımız bunlarla karşı karşıya gelerek çatışmak yerine onları Polisimize şikayet ederek, kanuni yollarla haklarını aramalılardır. Orada yaşananları belgeleriyle beraber insan hakları komisyonlarına şikayet ederek çözüm yolu bulmalıdırlar. İdeolojiler üzerlerine giydirilen deli gömlekleridir ve PKK’lılar deli gömleklerini çıkartmıyorlar. Şu anda Meclis’te İç Güvenlik Reformu Paketi görüşülürken, PKK ile BDP ile CHP’nin içerisindeki DEV-Sol ya da DEV-Yol kökenli insanlar el ele vermiş vaziyetteler. Zaten paralel yapıda bunlarla birlikte. Tahmin etmediğimiz bir şekilde MHP’de nelere karşı çıktığını söylemeyerek, sanki onlarla berabermiş gibi bir hava veriyor. Kamuoyumuzda bu gelişmeleri yakından takip ediyordur ve seçimlerde de gereğini yapacaktır” şeklinde konuştu.
REKTÖR GÖREVİNİ BİLMELİ, ONA GÖRE DAVRANMALIDIR
Yunus Emre’nin, ‘Ne zaman bir genç ölüm duysam, gök ekin biçmiş gibi oluyorum’ sözünü hatırlatmada bulunan Özdağ, “Bu nedenle hayatının baharında vefat eden bu genç arkadaşımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Kederli ailesine de Allah’tan sabır niyaz ediyorum. Ege Üniversitesi Rektörünü de daha hassas olmaya ve bir Rektör gibi davranmaya davet ediyorum. İllegal hiçbir yapıya müsaade etmemeye davet ediyorum. YÖK’ de Ege Üniversitesi’ndeki bu olaylarla ilgili soruşturma açmalıdır. İhmal veya kasıt var mıdır? öncesinde de şikayetler var mıdır? Bunlar araştırılmalıdır. Zaten Başbakanımız okula iki müfettiş gönderildiğini söyledi” ifadesinde bulundu.
AYNI DELİKTEN BİR DAHA GEÇİLMEZ
Önce İç Güvenlik Yasa Paketi görüşmeleri esnasında TBMM’de ardından Ege Üniversitesinde meydana gelen karşıt görüşlü iki grup öğrenci kavgasının ardından yaşananlar sonrasında bir gazetecinin Türkiye ’12 Eylül öncesine mi dönüyor?’ sorusunu cevaplandıran Özdağ, “Türkiye daha önce yaşananlardan ders almış, sağduyu sahibi öğrencilerden, öğretmenlerden, idarecilerden ve ailelerden oluşmaktadır. Ben bu tür oyunlara gelmeyeceğimizi düşünüyorum. Çünkü aynı delikten bir daha geçilmez. İnsan aynı yerden iki kez ısırılmaz yani” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü; “Biz bu nedenle İç Güvenlik Reform Paketini çıkarmak istiyoruz. Dün HDP’lilerin Meclis’te yaptıklarını hep beraber gördük. Attığı sloganlara hep birlikte şahit olduk. Madem siz barış istiyorsunuz, madem siz silahların susmasını istiyorsunuz, önce kendi üzerinize düşeni yapın. Sizler yüzlerini kapatanların yanında mısınız, yoksa karşısın damısınız önce bunu açıklayın. Ellerine Molotof kokteyli, taş alıp polisimize karşı duranların karşısında mısınız, yanında mısınız? bunu söyleyin. Ancak bugünkü tavırları onların yanındaymış gibi göstermektedir. Yüzde 10 seçim barajını aşacaklarını söylüyorlar. Bu hal ve davranışlarla bunu aşmaları mümkün değildir. Buna rağmen girerlerse boylarının ölçüsünü alacaklardır. Çünkü bu millet feraset sahibidir. 40 senedir o bölgede bu tür olaylar yaşanmakta ve oradaki vatandaşlarımız artık bu olaylardan bıkmıştır. Eğer oradaki vatandaşlara müdahale etme hakkı verseydik, geçenlerde yaşadığımız gibi onlar buna daha büyük tepki göstereceklerdir.”
TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR
Türkiye’nin geçmişten ders alığını ve yeni Türkiye yolunda önemli adımlar atıldığını kaydeden Özdağ, “Türkiye artık eski Türkiye değildir. Devlet içerisinde devletçikler yoktur. Devlet bir tanedir, otorite bir tanedir, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bu hükümet olduğu sürece Türkiye’de ayaklanma çabaları boşa çıkacaktır. Hem milletimizin sağduyusu boşa çıkaracaktır hem kamu düzeni sağlanacaktır. Biz kadife eldiven içerisindeki demir yumruk olan bir devletiz” dedi.
HOCALI’DA BİR KATLİAM İŞLENMİŞTİR
Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in Azerbaycan’a ve insanlık tarihine önemli katkıları bulunduğunu belirten Özdağ, “Himmet sahibi Haci Zeynelabidin Tagiyev ve O'nun nezdinde Kafkasya'da aynı kaderi paylaşan bütün erdemli kahramanları anmak için düzenlenen programa katılarak desteğimizi sunmak, bu erdemli şahsiyetli bir kez daha dualarla anmak istedik. Ermeni toplumunun, "Hocalı Katliamı" dolayısıyla Hocalılardan özür dilemesi gerektiğine inanıyorum. Katliam sonucunda yüzlerce Hocalılı soydaşımız katledildi. Yüzlerce yaralı, binin üstünde esir ve 150 kişi ise kayıp. Hocalı'da kime zulmetmişlerse, kimin kanını akıtmışlarsa bu kişilerin aileleri başta olmak üzere tüm Hocalılardan özür dilemelilerdir. Bu konuda Azerbaycan üzerine düşen görevi hassasiyetle yapıyor ve yapmaya devam edecektir" diye konuştu.