İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin”Dokuz Eylül Gazetesi”ni çıkarmasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor.Dokuz Eylül Gazetesi’nin geçtiğimiz günlerde manşetten verdiği bir habere”Hiçbir gazete bu haberi veremez”başlığı atmasının ardından,gazetenin Çarşamba günkü sayının 7.sayfasının bir önceki günkü tarihle vermesi’de medya mensupları arasında espiri konusu oldu.Ekonomik Çözüm Gazetesi’nin sahibi ve başyazarı Yener Özkesen’in” Hizipçilikle geçen bir Gazeteciler Bayramı”başlıklı yazısında İzmir Gazeteciler Cemiyetine göndermeler yapması işin tuzu biberi oldu.İşte Yener Özkesen’in yazısıHizipçilikle geçen bir Gazeteciler Bayramı24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı geldi geçti; “bayram ola şen ola” diyeceksiniz… Ama gelin görün ki şimdilerde gazeteciler arasında şenlik mi var yoksa savaş mı bilinmez. Nice emekçi gazeteciler vardır. Neyle geçinir ne yaparlar bilinmez. İçleri kan ağlar, gazeteciler günü deyince ilk önce bayrakları onlar tutarlar; ya da birileri tarafından bayrak tutturulurlar, şov amacıyla sahneye çıkarılırlar... Her şeyin eskisi insana güzel gelir ya…Şimdilerde hizipçilikle meşgul gazeteci örgütlenmelerinin yanında eskilerini düşündüğümüzde: İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkanı merhum Burhan Felek'ten tutun Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı merhum Nezih Demirkent'e, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı merhum Beyhan Cenkçi’den, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı merhum Sabri Suphandağlı ve merhum İsmail Sivri'nin başkanlıkları döneminde onlar gerçek bir başkandı;ombudsmandı. Ve onların döneminde gazetecilerin bir tek rozeti vardı. O da Gazeteciler Cemiyeti Rozeti idi. Demokrasilerde basının dördüncü güç olarak olmasıyla birlikte basının tüm birimleri tek bayrak altında toplanmalıdır. Bu nedenle gazetecilerin iki tane sosyal örgütü vardı. Biri Gazeteciler Cemiyeti diğeri de Gazeteciler Sendikası idi. Siyasal ve ideolojik işler ile sendikalar uğraşırdı. Kesinlikle cemiyette bu işler konuşulmazdı. Cemiyet ise tek yürek ve tek yumruktu. Orada bütün gazeteciler birlik beraberlik içindeydi. Gazetecilik mesleği içindeki tekniklerin ve sosyal yapıların daha ileri seviyeye taşınması cemiyetin görevleri arasındaydı. Gazeteciler cemiyetlerinde gazeteciler arasında ayrımcılık yapılmaz, mağduriyet yaşanmaz, kimse kimsenin üstüne basarak yükselmeye çalışmazdı. Cemiyet başkanı da cemiyetin hiç bir ferdinden kendini üstün görmez; adil ve etik yaklaşımlar içinde bulunurdu. Ya şimdi? Bir bakalım gazetemizin merkezinin bulunduğu İzmir’e, yanı başımızdaki cemiyete: İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı öyle bir başkan ki, genel kurullarda ağlar siz ağlatır; güler sizi güldürür… Öyle bir hatiplikle seçimi alır. Bu başkanı üyeler, çoğunlukla seçtik. Öpüp de geçmediği üye yoktur. Her üyeyi öper de geçer. Şimdilerde ne oldu bilmiyorum, köprülerin altından çok sular geçti… Bayram geldi öpsün diye bekledik; bayramda öpmedi, bayramımızı kutlamadı. Belki kutladığı yandaşları olmuştur. Hakkını yemeyelim. Yukarıda da belirttiğim gibi artık cemiyet başkanları taraf olabiliyor. İstediği ile kol kola olabiliyor, istediğine taraf olabiliyor. Cemiyetten yandaş grupları istediği toplantıya, iş gezisine götürebiliyor. Cemiyette işler sanki siyasi parti gibi yürüyor. Başkanın siyasetle ne denli içli dışlı olduğunu belirttiğimde gerisini sizin düşünmenizi istiyorum…Başkanın nedense bu günlerdeki bir başka taraflılığı da gittikçe artıyor. Bir gazeteci kardeşim şöyle diyor: “Biz Atilla Sertel’i severiz ama, bir gazete çıkaracaklarını öğrendik; bu gazete ile tüm gazetecileri birliğe davet edeceklermiş, bu gazete her gazeteciye açık olacak ve işsiz gazeteciler için de önemli bir istihdam alanı olacakmış. Ayrıca gazetelerden kimseyi ayartmayacağını bildirdi; bu sözlere karşın sözünde durmayıp gazetelerde adam ayarttığını gördük.” Bu etik değildir. Keşke başkan bizler gibi emekçi gazetecilere bir gelip danışsaydı; canımız feda olurdu cemiyetimiz için gerekirse tüm kadrolarımızı seferber ederdik. Ancak, bu şekilde adam ayartmalar, etme bulma dünyasında yine gazetecilerin birliğine zarar verecektir. Cemiyet Başkanının takdiri böyle ama gazete kadrolarında bu şekilde yıkıma devam etmesi kendi bileceği iştir. Tam da Gazeteciler Bayramı’nda böylesine entrikaların İzmir’de yaşanması; hoşgörünün, beraberliğin örnek gösterildiği İzmir’in adını lekelemiştir. 4.güç basının toplumu ileri noktalara taşıyacağına kendi içinde çatışması umarım daha büyük krizlere yol açmaz.
MAGAZİN/KÜLTÜR SANAT
02 Ağustos 2012 - 15:32
GAZETECİLER ARASINDAKİ İPLER GERİLİYOR
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin”Dokuz Eylül Gazetesi”ni çıkarmasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor
MAGAZİN/KÜLTÜR SANAT
02 Ağustos 2012 - 15:32
İlginizi Çekebilir