CHP Eski Konak İlçe Başkanı ve CHP Karabağlar Belediye Başkan Aday Adayı Mehmet Şakir Başak ve beraberinde Ömer Ökten Demokrat Parti İzmir İl Başkanlığı'na nezaket ziyaretinde bulundu.
Yapılan Ziyaret esnasında DP Merkez Karar Kurulu Üyeleri Muhsin Erdem, İl Teşkilat Başkanı Ahmet Nedim Turbil, İl Başkan Yardımcısı Minür Bulut, Konak İlçe Başkanı Hüsnü Eyi, Karabağlar İlçe Başkanı Cihangir Öztürk, Kınık İlçe Başkanı Mehmet Türkbaş hazır bulundu.
CHP Karabağlar Belediye Başkan Aday Adayı Mehmet Şakir Başak, saha çalışmalarını katılımcılık, uzlaşı ve birlikte yaşam kültüründe hoşgörü anlayışıyla sürdürdüğünü ifade ederek bu doğrultuda Türkiye'nin tek partili siyasi hayatan çok partili siyasi hayata geçişinde yeri olan Demokrat Partinin İzmir İl ve Karabağlar İlçe Başkanlığı´na nezaket ziyaretinde bulunan Başak, 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerde halkın çıkarlarıyla ilgili ortak paydalarda birleşilmesi gerekliliği üzerine fikir alışverişinde bulundu.
Karabağlar Belediye Başkan Aday Adayı Mehmet Şakir Başak´ın ziyaret talebinde bulunduğu Demokrat Parti İzmir İl Başkanlığı yöneticilerinin kapılarını açtığı ve sıcak bir ortamda gerçekleşen görüşmede demokrasi anlayışının getirdiği çok sesliliği, ilkesel birlikteliğin önemine vurgu yapıldı.
Mehmet Şakir Başak: “Demokrasi kültürünü içselleştirmiş yöneticiler farklı görüş ve düşüncelerden korkmazlar. Önemli olan halkın menfaati noktasında bir araya gelerek hizmet üretmektir.” İfadelerini kullandı.
Demokrat Parti olarak 2 Aralık 2018 tarihinde Demokrat Parti Genel Merkezi tarafından Ankara’da düzenlenen genişletilmiş temsilciler meclisi toplantısında alınan kararla Türkiye'deki bütün çevrelerde aday göstermek noktasında bir kararlılığımız ve irademiz var.
"Şubat ayı itibariyle de nihai seçim kurullarına adaylıklar büyükşehirlerde, illerde ve ilçelerde, beldelerde belirlenecek. İl genel ve belediye meclis üyeleri de belirlenecek. Bütün bu süreç içerisinde elbette önümüzde hakikaten Türkiye'nin kutuplaşmamasını istediğimiz ama iki kutupluluğa her noktada mahkum edilmeye çalışılıyor.
Demokrat Parti Olarak Bizler makul ve namuslu insanların etrafında birleşme noktasında bir irade çıkarsa elbette bunları şahsi önceliklerimizle değil, bir yanda ülkemiz ve öbür yanda partimiz öncülükleriyle değerlendirme imkanı bulacağız.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk:
''Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
Rahat yaşamaya alıştırıldığımız böyle bir dönemin nihai sonu bellidir. Kişiliğimizi korumak adına, istiklalimizi korumak adına istikbalimizi kaybetmeye mahkum olmamak adına birileri sanal refah içerisinde bu ülkeyi borç batağına sürüklese de insanımızı çalışmamaya teşvik etse de bizler Büyük Türkiye idealinin sahipleri olarak bu ülkenin üreten dişlilerinin çarkları haline yetişmiş insan gücümüzü getirmek adına yeniden üreten Türkiye diyeceğiz.
Yeniden kendisine yeten, yettiğiyle yetinmeyen ilgi ve etkisi dahilindeki tüm coğrafyalara ekonomik olarak uzanabilen bir Türkiye’yi ortaya koymak mecburiyetindeyiz.
Bugün Türkiye’de sadece ekonomik kriz yaşanmamaktadır. Aslında kriz gibi kavramlarla açıklayamayacağımız Türkiye’nin bütün üretim değer zincirlerinin çöktüğü gelecek yıl tarımsal üretimden başlayarak Türkiye’nin çok ciddi zafiyet içerisinde olacağı bir yandan çok çarpıcı şekilde ekonominin küçüldüğü, işsizliğin arttığı, iflasların arttığı, konkordatoların arttığı bir Türkiye’de öte tarafta da varlığı eriyen, enflasyon canavarı altında ezilen her geçen gün geçim sıkıntısı daha da derinleşen bir Türkiye portresiyle daha fazla karşı karşıya kalacağımız günlerin başlangıcındayız.
İşte biz nereden geldiğini bilen, nereye gitmek istediğini bilen bir fikri berraklık içerisinde Türkiye’nin sürüklenmesine asla müsaade etmemek zorundayız.
Elbette Türkiye’nin içinde bulunduğu noktada demokrasinin bir sorumluluk rejimi olduğu bilinci içeresinde Türkiye’nin ortaya koyduğumuz hedeflere yürüyebilmesi için dün de sorumluluk anlayışı içerisinde vazifemizi yerine getirdik. Demokrat Parti olarak 2010 referandumunda görevimizi yerine getirdik, 16 Nisan referandumunda görevimizi yerine getirdik. 24 Haziran seçimlerinde de Türkiye’ye nefes aldırabilmek adına bu ortak paydayı oluşturabilmek adına mücadelemizi, iddiamızı perçinlemek adına gücümüzü ortaya koyduk.
Bugüne kadar olduğu gibi, ama her zamankinden fazla bir iman, inanç ve kararlılıkla yürüyeceğiz.
Gömlek değiştiriyoruz diyerek hukuku, demokrasiyi askıya alanlara karşı demokrasiyi, adaleti, hukuku savunacağız.
Ayrıştıranlara karşı birliği, bütünlüğü, beraberliği,
Nefrete karşı sevgiyi,
Bireysel ikbal sevdalılarına karşı milletin istiklal ve istikbalini,
Baskı ve zulme karşı adaleti, hakkı ve hukuku,
Servet düşkünlerine karşı milletin zenginliğini ve refahını sonuna kadar savunacağız.
Yapılan Ziyaret esnasında DP Merkez Karar Kurulu Üyeleri Muhsin Erdem, İl Teşkilat Başkanı Ahmet Nedim Turbil, İl Başkan Yardımcısı Minür Bulut, Konak İlçe Başkanı Hüsnü Eyi, Karabağlar İlçe Başkanı Cihangir Öztürk, Kınık İlçe Başkanı Mehmet Türkbaş hazır bulundu.
CHP Karabağlar Belediye Başkan Aday Adayı Mehmet Şakir Başak, saha çalışmalarını katılımcılık, uzlaşı ve birlikte yaşam kültüründe hoşgörü anlayışıyla sürdürdüğünü ifade ederek bu doğrultuda Türkiye'nin tek partili siyasi hayatan çok partili siyasi hayata geçişinde yeri olan Demokrat Partinin İzmir İl ve Karabağlar İlçe Başkanlığı´na nezaket ziyaretinde bulunan Başak, 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerde halkın çıkarlarıyla ilgili ortak paydalarda birleşilmesi gerekliliği üzerine fikir alışverişinde bulundu.
Karabağlar Belediye Başkan Aday Adayı Mehmet Şakir Başak´ın ziyaret talebinde bulunduğu Demokrat Parti İzmir İl Başkanlığı yöneticilerinin kapılarını açtığı ve sıcak bir ortamda gerçekleşen görüşmede demokrasi anlayışının getirdiği çok sesliliği, ilkesel birlikteliğin önemine vurgu yapıldı.
Mehmet Şakir Başak: “Demokrasi kültürünü içselleştirmiş yöneticiler farklı görüş ve düşüncelerden korkmazlar. Önemli olan halkın menfaati noktasında bir araya gelerek hizmet üretmektir.” İfadelerini kullandı.
Demokrat Parti olarak 2 Aralık 2018 tarihinde Demokrat Parti Genel Merkezi tarafından Ankara’da düzenlenen genişletilmiş temsilciler meclisi toplantısında alınan kararla Türkiye'deki bütün çevrelerde aday göstermek noktasında bir kararlılığımız ve irademiz var.
"Şubat ayı itibariyle de nihai seçim kurullarına adaylıklar büyükşehirlerde, illerde ve ilçelerde, beldelerde belirlenecek. İl genel ve belediye meclis üyeleri de belirlenecek. Bütün bu süreç içerisinde elbette önümüzde hakikaten Türkiye'nin kutuplaşmamasını istediğimiz ama iki kutupluluğa her noktada mahkum edilmeye çalışılıyor.
Demokrat Parti Olarak Bizler makul ve namuslu insanların etrafında birleşme noktasında bir irade çıkarsa elbette bunları şahsi önceliklerimizle değil, bir yanda ülkemiz ve öbür yanda partimiz öncülükleriyle değerlendirme imkanı bulacağız.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk:
''Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
Rahat yaşamaya alıştırıldığımız böyle bir dönemin nihai sonu bellidir. Kişiliğimizi korumak adına, istiklalimizi korumak adına istikbalimizi kaybetmeye mahkum olmamak adına birileri sanal refah içerisinde bu ülkeyi borç batağına sürüklese de insanımızı çalışmamaya teşvik etse de bizler Büyük Türkiye idealinin sahipleri olarak bu ülkenin üreten dişlilerinin çarkları haline yetişmiş insan gücümüzü getirmek adına yeniden üreten Türkiye diyeceğiz.
Yeniden kendisine yeten, yettiğiyle yetinmeyen ilgi ve etkisi dahilindeki tüm coğrafyalara ekonomik olarak uzanabilen bir Türkiye’yi ortaya koymak mecburiyetindeyiz.
Bugün Türkiye’de sadece ekonomik kriz yaşanmamaktadır. Aslında kriz gibi kavramlarla açıklayamayacağımız Türkiye’nin bütün üretim değer zincirlerinin çöktüğü gelecek yıl tarımsal üretimden başlayarak Türkiye’nin çok ciddi zafiyet içerisinde olacağı bir yandan çok çarpıcı şekilde ekonominin küçüldüğü, işsizliğin arttığı, iflasların arttığı, konkordatoların arttığı bir Türkiye’de öte tarafta da varlığı eriyen, enflasyon canavarı altında ezilen her geçen gün geçim sıkıntısı daha da derinleşen bir Türkiye portresiyle daha fazla karşı karşıya kalacağımız günlerin başlangıcındayız.
İşte biz nereden geldiğini bilen, nereye gitmek istediğini bilen bir fikri berraklık içerisinde Türkiye’nin sürüklenmesine asla müsaade etmemek zorundayız.
Elbette Türkiye’nin içinde bulunduğu noktada demokrasinin bir sorumluluk rejimi olduğu bilinci içeresinde Türkiye’nin ortaya koyduğumuz hedeflere yürüyebilmesi için dün de sorumluluk anlayışı içerisinde vazifemizi yerine getirdik. Demokrat Parti olarak 2010 referandumunda görevimizi yerine getirdik, 16 Nisan referandumunda görevimizi yerine getirdik. 24 Haziran seçimlerinde de Türkiye’ye nefes aldırabilmek adına bu ortak paydayı oluşturabilmek adına mücadelemizi, iddiamızı perçinlemek adına gücümüzü ortaya koyduk.
Bugüne kadar olduğu gibi, ama her zamankinden fazla bir iman, inanç ve kararlılıkla yürüyeceğiz.
Gömlek değiştiriyoruz diyerek hukuku, demokrasiyi askıya alanlara karşı demokrasiyi, adaleti, hukuku savunacağız.
Ayrıştıranlara karşı birliği, bütünlüğü, beraberliği,
Nefrete karşı sevgiyi,
Bireysel ikbal sevdalılarına karşı milletin istiklal ve istikbalini,
Baskı ve zulme karşı adaleti, hakkı ve hukuku,
Servet düşkünlerine karşı milletin zenginliğini ve refahını sonuna kadar savunacağız.