AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi 2021-2022 eğitim-öğretim yılı açılış törenine katıldı.Üniversitenin, Öveçler'deki Mütevelli Heyet Başkanlığı Konferans Salonunda düzenlenen törende, üniversitenin Türkistan Kampüsü'nün konferans salonundaki akademisyenlere ve öğrencilere de çevrim içi bağlanıldı.Yıldırım, törende yaptığı konuşmada, bütün dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 salgını dolayısıyla yüz yüze eğitim yapılamadığını, artık bu hastalığın esiri olmayacaklarını ve Türkiye'nin Kovid-19 ile mücadele edeceğini belirterek, bundan sonra kısıtlayıcı, yasaklayıcı tedbirler yerine, kişisel güvenlik çemberi oluşturmak suretiyle bu süreci yürüteceklerini kaydetti.Hoca Ahmet Yesevi'nin Türk dünyası için önemine işaret eden Yıldırım, Yesevi'nin Türk milletinin İslam'ın nuruyla aydınlatılmasına rehberlik etmiş, hikmetli sözleriyle gönülleri aydınlatan şair, mütefekkir, bilge bir insan olduğunu ve üniversitenin bulunduğu Türkistan'ın da Hoca Ahmet Yesevi'nin maneviyatından feyizlenen kadim bir şehir olduğunu dile getirdi.Üniversitenin, Sovyet sistemi dağılmadan 5 ay önce, 6 Haziran 1991'de Türkistan Devlet Üniversitesi adıyla açıldığını, Kazakistan'ın lideri, Türk Dili Konuşan Devletler Topluluğu Onursal Başkanı Nursultan Nazarbayev'in engin vizyonunun eseri olduğunu kaydeden Yıldırım, üniversitenin bugünkü isminin de 31 Ekim 1992'de verildiğini anımsattı.Yıldırım, Hoca Ahmet Yesevi'nin Türk kültüründe önemli izler bıraktığını, Anadolu ve Balkanların manevi mayasını çalan erenlerin başında geldiğini, insanlık, dil ve inanç üzerine manevi sözlerinin dünyaya miras olduğunu vurguladı.
1992'de kurulan ve bugün 5 üyesi olan Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi'ne değinen Binali Yıldırım, şunları kaydetti:"Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi'nin önümüzdeki ay yapılacak Genel Kurulunda başkanlık Türkiye'ye geçecek ve Türkmenistan tam üye olacak. Böylece 6 devlet bu topluluğa tam üye olacak. Bununla da kalmayacak teşkilatın adı da değişecek, 'Türk Devletleri Teşkilatı' olacak. Bu, teşkilata çok daha güzel bir anlam kazandıracak. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan asil üye olacak. Macaristan başta olmak üzere gözlemci üye olmak isteyen 15 ülke sırada bekliyor. Bölgeye olan ilgi günden güne artıyor. Çünkü zenginlik merkezi batıdan doğuya doğru hicret etmeye başladı. Eski yıllarda tersi vardı. Kafkaslar, Orta Asya, Anadolu coğrafyası yol güzergahında olmaya devam ediyor. Bu bölgenin önemi tartışılmaz. Bütün dünyanın ilgisi buraya yoğunlaşmış durumda. Zengin doğal kaynakları, verimli ve mümbit toprakları ile bölgenin gittikçe önemi bütün dünya tarafından fark ediliyor."
Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin, Soğuk Savaş dönemindeki iki kutuplu dünya düzeninin son günlerinde kurulduğunu anımsatan Yıldırım, 2000'li yıllara kadar dünyanın, adını Batı dünyasının koyduğu "küreselleşme" süreci ile yüzleştiğini, bu sürecin bir hüsran ile noktalandığını vurguladı.Yıldırım, "Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri, küreselleşme çağı ile Asya ve Afrika'yı ucuz üretim ve pazarlama kapısı olarak gördüler. Bu plan da onların istediği gibi yürümedi. Süreç Asya ülkelerinin lehine sonuçlar doğurdu. Bu süre içerisinde altyapılarını gelişirdiler, küresel ticareti öğrendiler. Gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkelere 20 yüzyılın paradigmaları ile yaklaşmayı tercih etti. Onların her zaman tüketici kalacağını hesap ettiler. Ancak gelişmekte olan ülkeler de bilgi, fırsatlar ve kaynaklardan yararlanmayı bildi. Böylece gelişme yolunda mesafe katedildi." dedi.
1992'de kurulan ve bugün 5 üyesi olan Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi'ne değinen Binali Yıldırım, şunları kaydetti:"Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi'nin önümüzdeki ay yapılacak Genel Kurulunda başkanlık Türkiye'ye geçecek ve Türkmenistan tam üye olacak. Böylece 6 devlet bu topluluğa tam üye olacak. Bununla da kalmayacak teşkilatın adı da değişecek, 'Türk Devletleri Teşkilatı' olacak. Bu, teşkilata çok daha güzel bir anlam kazandıracak. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan asil üye olacak. Macaristan başta olmak üzere gözlemci üye olmak isteyen 15 ülke sırada bekliyor. Bölgeye olan ilgi günden güne artıyor. Çünkü zenginlik merkezi batıdan doğuya doğru hicret etmeye başladı. Eski yıllarda tersi vardı. Kafkaslar, Orta Asya, Anadolu coğrafyası yol güzergahında olmaya devam ediyor. Bu bölgenin önemi tartışılmaz. Bütün dünyanın ilgisi buraya yoğunlaşmış durumda. Zengin doğal kaynakları, verimli ve mümbit toprakları ile bölgenin gittikçe önemi bütün dünya tarafından fark ediliyor."
Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin, Soğuk Savaş dönemindeki iki kutuplu dünya düzeninin son günlerinde kurulduğunu anımsatan Yıldırım, 2000'li yıllara kadar dünyanın, adını Batı dünyasının koyduğu "küreselleşme" süreci ile yüzleştiğini, bu sürecin bir hüsran ile noktalandığını vurguladı.Yıldırım, "Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri, küreselleşme çağı ile Asya ve Afrika'yı ucuz üretim ve pazarlama kapısı olarak gördüler. Bu plan da onların istediği gibi yürümedi. Süreç Asya ülkelerinin lehine sonuçlar doğurdu. Bu süre içerisinde altyapılarını gelişirdiler, küresel ticareti öğrendiler. Gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkelere 20 yüzyılın paradigmaları ile yaklaşmayı tercih etti. Onların her zaman tüketici kalacağını hesap ettiler. Ancak gelişmekte olan ülkeler de bilgi, fırsatlar ve kaynaklardan yararlanmayı bildi. Böylece gelişme yolunda mesafe katedildi." dedi.