Hani derler ya bu ülkenin ne düşmanı biter, ne de haini.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hainlerin Büyükada'da yaptıkları toplantıya dikkat çekmişti.
Uluslararası Af Örgütü ile Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Gündemive Eşit Haklar İçin İzleme derneklerinin Büyükada'da bir otelde yaptıkları toplantı Türkiye'nin gündemine oturmuştu.
Erdoğan masa üzerinde bulunan bir haritadan da bahsetmişti. Türkiye'ninbölünmüş halinin olduğu harita, toplantıya katılan İsveç uyruklu Ali Ghravi'nin üzerinden çıktı.
Alman Peter Steudtner dikkat çeken bir isim.
Steudtner'in uzmanlık alanı 'yerleşim birimlerinde sosyal hareketleri başlatma,sosyal direnişleri güçlendirecek bağlantılar kurma ve bu ayaklanmalarısürdürülebilir kılma' eğitimi vermek olduğu öne sürülüyor.
Bu konularda faaliyet gösteren ULEX adlı örgütün de önemli isimlerinden. Gözaltına alınan diğer isimler ise, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Kadın Koalisyonu'ndan İlknur Üstün, Yurttaşlık Derneği'nden Nalan Erkem ve Özlem Dalkıran, İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Günal Kurşun ve Veli Acu, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nden Nejat Taştan, Hak İnisiyatifi'nden Şeyhmus Özbekli ve atölye kolaylaştırıcı Ali Gharavi.
Sözde hak savunucu gibi kendilerini gösteren bu ajan zatlar ülkemizde ciritatacaklarını sanıyorlar. Ama kazın ayağı öyle değil artık.
O ajan bozuntularının unuttukları bir şey var. Türkiye'deki destekçileri olan FETÖ'cüler artık cezaevinde eskisi gibi cirit atamayacak.
Almanlar, hak ve adaletten bahsederek Türkiye'de tutuklanan terör destekçisiAlmanların serbest bırakılmasını istemiş.
Yok öyle yağma Hanslar.
Siz önce Türkiye'nin istediği FETÖ'cüleri iade edin, sonra bizim ülkedeki adalet sistemini sorgulayın.
TERÖRİSTE TERÖRİST DENİR
Biliyorsunuz 2015 yılının Şubat ayında İzmir'de, Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi Sorumlusu Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu bölücü terör örgütü mensupları tarafından şehit edilmişti.
Son duruşmada PKK'lı Nurullah Semo, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası veayrıca 'örgüt üyesi olmak' suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bir kısım medya olayları ilk günden bu yana nedense 'Karşıt görüşlü öğrencilerinkavgası' gibi gösterme sevdasına düştü. Son karar duruşmasının ardından da aynı görüşlerini sürdürdüler.
Sizi terör sözcüleri sizi.
O Nurullah Semo'dan neden terörist diye bahsetmiyorsunuz.
Olay karşıt görüşlü öğrencilerin basit bir kavgası değil.
Üniversite içerisinde yuvalanan PKK'lıların vatan sevdalısı ülkücü gençlere saldırmasıdır.
DOLMUŞ ÇİLESİ
İzmirlilerin ulaşım çilesini Yeni Asır Gazetesi sürekli dile getiriyor.
Değerli kardeşim Tolga Tekin de özellikle İZDENİZ grevinin ardından İzmirlilerin çektiği çileyi yerinde tespit edip izlenimlerini yazdı. Sürekli halkınyanında olan Yeni Asır Gazetesi ve Tolga Tekin'i tebrik ederim.
Ben de halktan gelen 'Dolmuşlarda klimalar çalıştırılmıyor' şikâyetini yerinde görmek istedim.
Ege Üniversitesi kavşağında rastgele bir dolmuşa bindim ve halkın şikâyetinde haklı olduğunu tespit ettim.
İnanın, Ege Üniversitesi Hastanesi'nin oradaki duraktan, Manavkuyu'ya kadar kapısı açık, kliması çalıştırılmayan bir dolmuşta üstüne üstlük ayakta yolculuk ettim. Ayakta yolculuk etmeye razıyım ama bu sıcak havalarda klimayı çalıştırsaydı iyiydi. Açık kapıdan ani fren yapan dolmuştan düşme tehlikesi atlattığımı söylemek bile istemiyorum. Dolmuşçunun vatandaşın isyanına kulak asmadığını da söylemeden geçemeyeceğim.