Ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında duran rektörleri arıyorum, gören bilen var mı?
Arkasında duran derken Reis'in ardından türlü dolaplar çevirip onun kuyusunu kazanları kast etmiyorum.
Peki, neden böyle düşünüyorum?
Hemen açıklayayım. AK Parti'nin iktidar olduğu ilk dönemleri hatırlıyorsunuzdur sanırım.
YÖK'çü rektörlerin yürüyüşte "ordu göreve" diyerek darbe çağrısında bulunduklarıgünleri unutmadım. Türbanlı kardeşlerimizin inançları gereği kullandıklarıbaşörtülerini söküp atan rektörleri unutmadım.
REKTÖRLER NEDEN SESSİZ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek iç gerekse dış mihraklara karşı güçlü bir Türkiye için mücadele ederken, üniversite rektörleri koltuklarından kalkıp da tavırlarını ortaya koymuyorlar.
Yapacakları açıklamalarla neden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ının yanın oldukları belirtmiyorlar. Örneğin Kudüs konusunda neden ortaklaşa bir açıklama yapmıyorlar.
"Orduyu göreve çağıran" rektörler kadar da cesaretiniz yok mu?
"Reis biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık. Turgut Özal'ın dediği gibi 'Allah'ınverdiği canı sadece Allah alır' diyerek çıktığı mücadelesini sürdürürken, rektörlerimiz de o şaşalı kaftanlarını çıkarıp Erdoğan'ın yanında olduklarını ortaya koymak için ne beklerler anlamış değilim.
Hocalarımıza Cenap Şahabettin'in şu veciz sözünü hatırlatmakta fayda görüyorum:
Zirvelerde kartallarda bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya sürünerek, diğeri süzülerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğundan çok nereden ve nasıl geldiğindir.
BİR EL ATALIM
Bir süreden beri Tire'de Kızılay'ın konuk evine takip ediyorum.
CHP'li Yücel Özen Tire'de Ulu Camii'nin alt kısmında bulunan Kızılay'a ait yardımlaşma evlerinin kaderine terk edildiğini öne sürüyor. İddiaya göre şu anda içinde 14 kimsesiz vatandaşın yaşadığı evler yıllardır tadilat görmezkenevlerin ortak kullanım alanı olan tuvaleti kötü durumda. Konuyu Türk Kızılayı İzmir Şubesi Başkanı Prof.
Dr. N. Aslı Özer'e ilettim. Aslı Hocamın gereğini yapacağından şüphem yok. Ama burada hem Tirelilere hem de yardımseverlere büyük görev düşüyor. Orayı yıkıp yaşayanları çıkarmak işin kolay tarafı. Ama sokakta yaşayan 14 vatandaşın barındığı bu yeri elbirliği ile düzeltmek en mantıklısı.
Tireli yardımseverler bir atıp Kızılay ile birlikte o çirkin görüntüleri ortadan kaldırarak sevap kazanan bilir.
ERSÖZLÜ'DEN YENİ KİTAP
Değerli meslek büyüğüm Ünal Ersözlü, 'Dört Gün Buda, Üç Gün Zorba' isimli kitabıyla okuyucularının karşısına çıktı. Karga Yayınları'ndan çıkan kitap bugünden itibaren kitapseverlerinin beğenisine sunuluyor.
Ersözlü, dört gün Buda kadar dingin ve sabırlı, üç gün Zorba kadar coşkulu ve tutkulu yaşamanın, mutluluğa hak ettiği dengeyi nasıl vereceğini anlatıyor. Ersözlü, gazeteciliğinin yanı sıra şair ve edebiyatçı kimliğine de sahip. Geçtiğimiz yıllarda 'Okyanusların Not Defterinden', 'Zaman Ayna Bıçak', 'Gidiyorum Adım Unutuluş Olsun Diye', 'Aşk-ı Hakiki', 'Gençliğin Dün Gecesi', 'Kapıyı Çalıyorum', 'Sarmaşık' adlı kitapları yayımlanan Ersözlü, Akademi Şiir Başarı Ödülü (1990), Behçet Aysan Şiir Ödülü (1998), Yunus Nadi Şiir Ödülü'ne (2011) layık görüldü.