Geçtiğimiz günlerde yolumuz Manisa'nın en büyük ilçelerinden birisi olan Akhisar'a düştü.
Öncelikle sizlere Akhisar hakkında kısa bir bilgi vereyim...
Bulunan kalıntılardan Akhisar'ın tarihinin M.Ö. 3000 yıllarına kadar indiği anlaşılmaktadır.
Antik çağdaki bilinen ilk adı Pelopia olan kent, sonraları Thyateira adını almıştır. Lidya Krallığı'nın yıkılmasından sonra Pers, Makedonya, Selevkos, Bergama, Roma ve Bizans yönetiminde kalmıştır. 1307 yılında Saruhanoğlularının yönetimine geçerek, Akhisar adını almış, Osmanlı döneminde önemli bir kaza merkezi haline gelmiştir.
İlçe ekonomisinde tarımın rolü büyüktür. Ege Bölgesi'nin en önemli tütün üretim merkezi olan Akhisar, son yıllarda sofralık yeşil zeytin üretiminde de ülke üretiminin önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Bunlardan başka çekirdeksiz üzüm, buğday, arpa, mısır ve baklagiller üretimi de önem arz etmektedir.
HIZLI AMA...
Akhisar Belediyesi Başkanı Salih Hızlı'nın sanırım bu üçüncü dönemi. İyi ve başarılı çalışmalara imza atmış ama kendisine bazı eleştirilerde de bulunmadan edemeyeceğim.
Bazen aşırı özgüvenin yöneticilere zarar verebileceğini Sayın Hızlı'ya hatırlatmak isterim.
Hani atalarımızın güzel bir sözü vardır: "Davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde"...
Sorumluluk sahibi gözüken kişinin yerine bir başkasının sözünün geçtiğidurumlarda kullanılan bir atasözüdür.
Akhisar Belediyesi yönetiminde böyle bir kanı oluştu bende. Bilmem anlatabildim mi?
Salih Başkan ipi kendi eline almadığı sürece AK Parti önümüzdeki dönemlerde Akhisar'da sıkıntılı günler yaşayabilir.
Aman başkan; Akhisar son dönemlerde zeytinyağı ve zeytincilik yönünden yükselişte.
Kendinize dikkat edin.
Zeytinyağından yapılmış organik bir sabuna basıp kayıp gitmeyin.
Salih Başkan; kraldan çok kralcı olan o çok güvendiğiniz arkadaşlar ayağınızı her an kaydırabilir. Dikkat edin!
SAĞLIKSIZDAN SAĞLIKLI ÜRÜNE
Akhisar gezimiz sırasında Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat ile sohbet etme imkanı bulduk.
Kendisine ilk sorumda verdiği cevap bana adeta kapak oldu.
Ben çocukluğumda tütün deyince ilk aklıma gelen"tütün"olurdu.
Tabii bizde az Akhisar civarlarında tütüncülük yapmadık.
"Tütüncülük ne durumdadır" diye sorduğum soruya Başkan Alhat, "Biz sağlıksız üründen çok sağlıklı ürün ile adımızı duyuruyoruz.
Akhisar artık zeytinciliğin başkenti olma yolun emin adımlarla ilerliyor" dedi. Ben de ağzımın payını almış oldum.
448 bin dekarlık üretim alanında 274 işletmede iyi tarım uygulamalarıyla kamuoyunda "Zeytinin Başkenti" olarak anıldıklarını söyleyen Alhat, "Yaklaşık 10 yıldır bu alanda son derece titiz bir çalışma yürüttük. Bu sürede zeytin ağacı sayımızı 13 milyona çıkardık. Ağaçların tam verime geçmesiyle sofralık zeytinde Türkiye'nin bir numaralı üretim merkezi halinegeldik. Domat, Edremit, Gemlik, Trilye ve Eğriburun cinsi zeytinde söz sahibiyiz.
Artan üretimle bölgedeki yağ fabrikalarının sayısı da arttı.
Türkiye'de girmediğimiz sofra yok. Artık Biz Türkiye'nin lezzetiyiz. AkhisarZeytin İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde de ilk yer teslimleri yapıldı. Hedefimiz dünyadaki tüm sofralarda yer almak. Dünyanın en iyi lezzeti olacağız" dedi.
TARİHİ HAN GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Akhisar'da viraneye döndüğü için kimsesizlerin yatakhanesi olan Dombaycıoğlu Hanı'nda restore çalışmaları bütün hızıyla sürüyor.
Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat, "Tarihi M.Ö. 9 binli yıllara dayanan Akhisarımızın arkeolojik turizme katkı sağlamasını istiyoruz" diye konuştu.