Yıllardan beri laiklik Türkiye'de İslami bütün kişiler tarafından dinsizlik olarak addedildi haksız da sayılmazlardı.
Ancak lâik kelimesi aslında masumdu masum olmayanlar laikliği kendi çıkarlarına göre dizayn etmeleriydi. Hâlbuki laikliğin sözlük anlamı din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Fakat laikliği Türkiye’ye getiren zihniyet aksine ayırmayı bırakın devlet bünyesinde diyanet İşleri Başkanlığı kurarak devletin kollarının arasına almıştır.
Tabi bu kollarının arasına alarak da din işini devlet işinden ayırmayı bırakın dini milletten ayırmaya çalıştıkları için millet uzun bir süre demokrasi kelimesi ile beraber gelen Laiklik pekte demokratik olamamıştır. Çünkü dini vecibelerini yerine getirilmemesi adına her türlü zorbalık yapılmıştır. Kısaca inançlı insana laiklik pek demokrat olmamıştır. Bugüne gelinen süreçte insanların laiklik kelimesine dinsizlik olarak bakması dönemin siyasi iradesinin tecellisidir.
Canım ülkemde inançlı insanlara yobaz yaftasını takan o günün laikliğini benimsemiş olan kişilerdir. Laiklik kelimesi adı altında dini inancından dolayı başörtüsü taktığı için okuma özgürlüğü elinden alınan öğrenciler, namaz kılıyor diye gerici şeriatçı denilen ordu mensuplarının, devlet memurlarının görevine Son verilmesinin sebebi yine bu laikçilerin devlete ve millete yön verme zihniyetidir.
Hâlbuki cumhuriyet döneminden önce Osmanlı Dönemi her ne kadar kâğıt üzerinde laik değilse de cumhuriyet döneminin laikçilerinden daha fazla laik yaşanıyordu.
Çünkü din ile devlet işleri ayrı idi padişah kiliseye gidene de camiye gidene de sinagoga gidene de cezai işlem uygulamıyordu.
Ecnebi kendi ibadetini Müslüman kendi ibadetini özgürce yapıyordu.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasasında Laiklik kelimesi geçti günden 2001 yılına kadar ecnebiler bu ülkede özgür Müslüman özgür olamadı.
2001 yılının iktidarı döneminde de Türkiye Cumhuriyetinin Anayasasında laiklik kelimesi var olup.
Müslüman da özgürlüğünü rahatça yaşadı anayasal hakları iade edildi.
Laiklik sorun olmadı.
Başörtüsü ile kadınlarımız kamusal alanlarda çalışma hakları iade edildi. Başörtüsü takan kızlarımız Üniversitelerde okuyabildi.
Başörtüsü ile TBMM sinde vekillerimiz sıralarına oturdu.
Askeriye de mescitler açıldı Allah Allah nidalarıyla Çanakkale de Gelibolu da tarih yazan ordu mensubumuz ibadetlerini rahatça eda etme imkânı buldu.
Bunların yanı sıra mini etek giyene giyme denilmedi
TOP sakal bırakana bırakma denilmedi
Kiliseye gidene niçin camiye gitmiyorsun denilmedi.
Namaz kılmaya kılacaksın denilmedi
Yani o dönemin laikçileri gibi Türkiye İran ırak Arabistan olmadı.
Aksine o Ülker’e rol model oldu
Yani Türkiye laik tir tir laik kalacak diyenlerin laiklik anlayışı boşa çıktı.
Türkiye gerçek anlamda lâiklik ile 2001 yılında tanıştı ve dinsizlik olmadı insanlar dinini İslami yaşam biçimini rahat rahat yaşadı yaşıyor demekti sorun laiklik kelimesinde değil Devletin zirvesinde.
Devletin başı dinsiz ise laiklik ateistlik
Devletin başı dindar ise laiklik eşitlik olabiliyor
Saygılarımla. ...