Teşkilat siyasi partilerin omurgasını oluşturur, bir siyasî partinin siyasi parti olabilmesi çok kolay fakat önemli olan teşkilatı var edebilmektir.
Teşkilat varsa parti var denilebilir.
Çünkü partinin büyükleri dediğimiz vekiller, genel merkez başkan yardımcıları, vekiller siyasetin yürütme kısmında var olursa çarkın büyük dişlisi harekete geçer.
Ancak büyük çarkın dönebilmesi için küçük çarkın hareket halinde olması gerekir işte partilerin küçük çarkları da alt kademede ki teşkilat birimleridir.
Yukardan aşağıya il başkanı, il yürütme Kurulu Yönetim kurulu ilçe başkanı ilçe yürütme ve yönetim kurulu bu birimler illerin parti büyükleridir.
Peki, bunların küçük çarkları kim?
Bana göre en büyük çark ile ortada olan çarka hareket etmesini sağlayan mahalle teşkilatı ve sandık kurullarıdır
Uzun lafın kısası sandık da parti yoksa genel merkezin de olmaması demek yürütmenin bir yerde sekteye uğraması demek.
Şimdiye kadar gelmiş geçmiş siyasi partilerin içinde bu hiyerarşik yapı içinde iletişimi en iyi kuran Ak Partidir. Taki ne zamana kadar 2011 yılına kadar.
Çünkü İzmir de çok değişik bir yapı var. İzmir diğer illere benzemiyor hiç bir zamanda benzemedi.
Çünkü Ak Parti ye gönül vermiş insanlar iki guruba ayrıldı
1.Partisini iktidar etmek isteyenler (2001 ruhu )
2.Partin içinde iktidar olmak isteyenler(.......)
Şu an İzmir de 56 maddenin uygulanıp 6 il yönetim kurulu üyesinin üyeliğinin düşürülmesi 2001 yılından buyana görülmüş bir olay değildir, hatırladığım kadarıyla en fazla iki elin parmak sayısını geçmez
Peki, şimdi burada şunu sormak lazım.
Bu altı yönetim kurulu üyesi niçin listeye girdi derdiniz dava değil, parti menfaati değilse partinin şu zor günlerinde olması gerektiğiniz yerde niçin olmadınız?
Partide olma amacınız neydi?
Sizlerin referansı kimdi?
Niçin bu partide gecesini gündüzüne katmış dava insanlarının haklarına tecavüz ettiniz veya sayın referans niçin tecavüz etmelerine sebep oldu?
Çok fazla deşelemeye gerek yok ama partinin 2001 ruhlu teşkilat başkanı ve İzmir teşkilatından sorumlu sayın vekilimiz sanırım kangren olan sorunun farkındadır.
Ak Parti sadece bir parti değildir bir davanın adıdır.
Ak Parti yi sadece parti olarak gören, şahsi çıkarları için makam mevki işgal edenler ile partinin hedeflerine gidilmez.
Ama şartlar durumlar ne olursa olsun bu partinin gerçek sahipleri Recep Tayyip Erdoğan'ın neferleri bu davanın askerleridir.
Günü zamanı geldiğinde nerde nasıl olacağını kendine vazife edinmesi bilmiştir bilecektir.