2015 milletvekilliği seçimleri yaklaşıyor. Siyaset kazanı da yavaş yavaş kaynamaya başladı. Şimdiden ortaya çıkmayı her ne kadar erken bulanlar olsa da, ''erken kalkan yol alır'' atasözünü unutmamak gerekir. Elbette vekilliği düşünenler önce aday adaylıklarını açıklayacaklar, ardından da parti ileri gelenlerinin kendilerine yol vermelerini bekleyecekler. Bu zor bir süreç. 30 Mart Yerel Seçimleri'nde yaşadık, bir belediye başkanlığı koltuğu için onlarca isim çıktı ortaya, ama içlerinden biri güldü. Milletvekilliği seçimlerinin de aslında bundan farkı yok. İzmir'in 26 milletvekili var. Her parti 1. ve 2.bölge için aday adaylarını kabul edecekler, ardından da aralarından seçime girecekleri belirleyecekler.
Şimdiden kıyasıya bir yarış var. Partilerin il başkanlıklarına gittiğinizde bunu daha rahat görebiliyorsunuz. Bir telaş hakim. Halkla görüşenler, il başkanından randevu almak için bekleşenler, belki de işlerini halletmek için ordalar ama, arada bir vekili, birkaç vekil adayını o kalabalıklar arasında görebiliyorsunuz. Tabi bu arada ilçe kongreleri var, ardından da il kongresi. AK Parti bu konuda daha iştahlı görünüyor. Ne de olsa 3 dönem kuralının uygulanacak olması, birçok vekilin safdışı olmasına neden olacak. Bir kere Binali Yıldırım artık yok. Ertuğrul Günay ise AK Parti ile bağlarını çoktan kopardı. İlhan İşbilen'in durumu malum. Erdal Kalkan koptu gitti. İşte bir çırpıda size boşalan dört vekillik koltuğu.
İktidar partisi, Süleyman Soylu'nun üst yönetimde önemli, yani seçici bir makama gelmesi ile DP tabanına da sıcak bakıyor. Yıldırım Ulupınar, AK Parti etiketi ile tekrar TBMM sıralarına dönebilir. Zira belediye başkan adayı yapılmayıp kendisine vekillik sözü bile verilmiş olabilir. AK Parti'de belediye başkan adaylığı verilip de kazanamayanlardan birçoğu, ''acaba beni milletvekili adayı yaparlar mı?'' diyerek, hem il yönetimine, hem de genel merkezi pür dikkat takibe almış dururmda. Gelecek bir işareti bekliyorlar. Eski il yöneticileri, başta önceki il başkanı Ömer Cihat Akay olmak üzere, Atilla Kaya, Bilal Doğan'ın beklentileri hayli fazla. Mevcut vekiller de çalışanlar arasında. Aydın Şengül, bir hakkı daha kalan Ali Aşlık onlardan ikisi. Partinin en çalışkanı Rıfat Sait, Hamza Dağ, İlknur Denizli, Nesrin Ulema'nın istemeleri halinde vekillikleri garanti gibi. Rakıların Efendisi lakabı takılan Sağlık Bakanı'nın destekleyip rozetini taktığı Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı sessiz ve derinden geliyor. AK Parti de noktayı İl Başkanı Bülent Delican'la koyalım. O'nun bile vekil adaylığı konuşuluyor.
CHP'ye gelince. Tıpkı yerel seçimlerde olduğu gibi, anamuhalefet partisi yavaş hareket ediyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun kanatları altına aldığı Erdal Aksünger ile Mehmet Ali Susam, Dr.Aytun Çıray'ın vekillikleri garanti gibi. Bir dönem Aziz Kocaoğlu ile aralarından su sızmayan Alaattin Yüksel, artık vekil olmak istemediğini söylüyor. Yüksel'in işleri konusunda sıkıntıları olduğu kulağıma geliyor. Ama ben Alaattin Bey'in Aziz Kocaoğlu'ndan 4,5 yıl sonra boşalacak koltuğu düşündüğünü tahmin ediyorum. Artık CHP'de Mustafa Moroğlu, ulusalcı söylemlerle göze batan Birgül Ayman Güler, sendikacı Musa Çam, Dr.Hülya Güven'in yıldızlarının söndüğünü görüyorum. Güldal Mumcu, Rıza Türmen zaten ithal vekillerdi. Oğuz Oyan ve Rahmi Aşkın Türeli'nin istemesine rağmen işi zor. Mevcutlara böyle baktıktan sonra, yeniler kimler olabilir. İl Başkanı Ali Engin başta olmak üzere, her ne kadar ''Ben siyasete karışmam'' dese de el altından İzmir CHP'yi dizayn eden Aziz Kocaoğlu'nun işaret edeceği isimler yine ön planda olacak. Eski il yöneticilerinden birçok isim var bu konuda. Eski belediye başkanları Ercan Tatı, Cevat Durak, Kamil Okyay Sındır, Osman Özgüven bunlar arasında. CHP'de daha çok sular köprülerin altından geçer. Ama Genel Merkez'i bir tarafa bırakırsanız, önseçim konuşulsa da, İzmir'de tek seçici yine Aziz Kocaoğlu olacak.
Ve MHP. İzmir'de varlığı da yokluğu da belli olmayan üç hilalli bu partide yıllardır değişmeyen isimler var. Oktay Vural ve Ahmet Kenan Tanrıkulu yine de en güçlü adaylar. Onlara İl Başkanı Necat Karataş ve Murat Taşer de katılır. Musavat Dervişoğlu'nun ''ben de varım'' diyeceğinden eminim.
Kısacası, İzmir'de siyaset kazanı özellikle yeni yılda iyiden iyiye kızışacak. Şimdiden piste çıkanlar, bu yarışta ipi göğüsler mi, onu da zaman gösterecek.