İlginçtir ülkemizde muhalefet başkasını suçlamaktan; özeleştiri yapmaya, kendini yenilemeye, halk ile selamlaşmanın yollarını aramaya, bulmaya zaman bulamıyor.
CHP öyleydi, yetmedi CHP’nin amca çocuğu HDP de aynı şey yapmaya başladı, doğrusu yadırgamamak lazım, çünkü onun da başında Türk solundan birileri var.
Aslında HDP’nin Kürt meselesiyle uğraşma gibi bir derdi yok gibi, ama ne ilginçtir ki kamuoyu nezdinde Kürt partisi olarak biliniyor. Öyle olunca da tarzı, tavrı her Kürt gibi beni de ilgilendiriyor.
Kürdün Tarihine, Kültürüne, İnancına değer vermeyen HDP, Sezai Temelli’nin deyimiyle yeni yeni değerler üretip, nerdeyse Abdullah Öcalan’ı Kürtlerin bir değeri olarak ileri sürecek.
Yahu bu değer dediğiniz şey öyle 50 yılda 100 yılda oluşacak bir vasıf olamaz.
İşte Kürtleri tanımayan Temelli, HDP’nin marifetiyle Van’dan vekil seçildi, Sırrı Sakık gibi Kürtlerin hassasiyetlerini bilen biri sanki kasten Manisa’dan vekil adayı gösterilerek seçtirilmedi. Kimse bu tür ibret verici aday tercih tarzını tesadüfmüş gibi kamuoyuna yutturamaz.
O Sezai Temelli tutturmuş, Abdullah Öcalan’ın tecridi için “Bu tecrit Kürt halkının değerlerine saldır.” Diyor, vah ki ne vah!
Abdullah Öcalan Uluslar arası bir örgütün lideri, devletler arası santranç oyunu gereği karşılıklı anlaşma ile el değiştirdi, Türkiye’ye verildi. Öyle ki Zamanın Başbakanı Bülent Ecevit “Ben de anlamadım Öcalan’ı niye bize verdiler” demişti.
2013 Nevruzunda Diyarbakır’da okunan mektubuna göre süreç işleseydi belki tarihin sayfaları arasında ismi geçebilirdi, onu da Kandil müsaade etmedi.
Ben dahi o gün “Aklın yolu birdir” başlıklı bir yazı yazmış, umutlanmıştım.
Öcalan’ın nesi Kürtlerin değeri oluyor? onu anlayamadım. Kıblesini şaşırmış bir adam.
Bunu herkes aklında tutsun, Allah’a secde etmeyen biri, Kürt halkının değeri de, önderi de olamaz!
Fazla uzağa değil son yüzyıla bibakın;
Qadi Muhamme’de bakın,
Molla Mustafayı Berzaniye bakın,
Şeyh Said’e bakın bana hak vereceksiniz.
Allah aşkına demeyeceğim, çünkü HDP’nin yönetiminde Allah adını duyunca istihza ile karşılayanlar olabilir, neye inanıyorsunuz onun aşkına soruyorum, böyle önemli bir günde İstasyon meydanında bir araya gelen bu bölgesel, hatta ulusal mitinginizdeki kemmiyet itibari ile yeterli buldunuz mu? Birkaç yıl öncesine göre vatandaşın neden sizden soğuduğunu araştıracak mısınız?
Vatandaşlarımızın bu ilgisizliği karşısında “biz nerde yanlış yaptık” sorusunu kendinize sormayı aklınıza getirecek misiniz?
CHP’nin Cumhur Başkanı adayı Muharrem İncenin ifadesiyle %52 ile seçilen Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan; “neden %48 vatandaşım bana oy vermedi” hesabını kendine soruyorken, siz ne zaman “neden oylarımız düşüyor” diyerek kendinizi eleştireceksiniz? Unutmayın bu Başkan o “seni başkan yaptırmayacağız” dediğiniz zattır ona göre.
Eğer sizin barış ve huzur adına bir şeyler yapmaya niyetiniz varsa,
Kocaelli vekili Dr.Ömer Faruk Gergeroğlu ya da onun niteliğinde başka bir kişinin önderliğinde 20 vekil ile başka bir parti kurun, nitelikli bir çalıştay neticesinde oluşan makul bir çözüm paketi oluşturun, bu taleplerle diğer partilere gidin, kendinizi tanıtın, anlatın, barış ve huzur adına çakıştıklarınıza kamuoyunu inandırın, biz de sizi alkışlayalım ne dersiniz? Bu yeni parti için öyle eş başkan falan entrikalarından da uzak durun.
Bu partinin adı neden AZADİ olmasın? Ne dersiniz?
Niye bu konuda ısrarcıyım derseniz, çünkü Türkiye’deki sol partiler bu ülkeye şimdiye kadar bir şey kazandırmadı ki bundan sonra faydalı bir çalışmaya imza atsın. Peki ben ne istiyorum derseniz ben “muhafazakar sol” istiyorum, yani “ilahi öğretiyi” dikkate alan bir sol yaklaşım bize lazım, benim kanaatin bu.
Bence bu fırsatı değerlendirin.
Benden söylemesi.