Bunlar gerçekten inanmış gözü kara canlarını dahi seve seve verecek kadar yürekli bir DAVA ADAMI diye anılırdı. Kimler mi canım dediğinizi duyar gibiyim. Tabiiki şimdilerde terör örgütü diye anılan cemaatin mensupları yani FETÖ cülerden. Gerçi cemaat deyince gerçekten din için kuran için bayrak için vatan için çalışan gerçek davası için çalışan nice cemaat mensubu insanlar var. Konumuz ve konuya muhatap olanlar ise FETO ve FETO cülerden müstesna.
Dava adamı, dava adamı diyoruz ya nedir bu dava adamı?
Dava adamı , ülkülerin en yücesinde nefsi, her şeyi ile birlikte feda edebilmektir.
Mallardan ve canlardan düşünmeden vaz geçebilmektir.
Herkes uyurken gecelerini ilim yolunda kolayca gündüze çevirebilmektir.
Sevdiklerine ansızın sürur içerinde veda edebilmektir.
Firâvunîlerin zindanlarında Yusuf aleyhisselâm gibi hak ve hakikatlerin ortaya çıkması için izzet içerisinde sabır edebilmektir.
Villalarda ve malikanelerde zevk-u sefalar sürenlere inat kuru ekmeğini dava arkadaşıyla paylaşabilmektir. Mal ve evlat yarışına girenlerin yanında mal ve evlat kazanımını bir çırpıda infak edebilmektir.
Başkaları sıcak yataklarında yatarken soğuk topraklar üzerinde keyif duyarak nöbet tutabilmektir. Kurşunlar arı vızıltısı gibi işitildiğinde, havada barut ve yanıktan başka bir koku olmadığında ayakların dağlarla boy ölçüşürcesine sâbit olmasıdır. Kanlar içerisinde şehâdeti tadan kardeşinin gözlerini gurur içerinde kapatabilmektir…
Oysa dava adamı diye gözümüzde büyüttüğümuz bu adamlar her zaman ve zeminde davalarını satmaktan hiçbir zaman utanmamışlardır. Şimdi bir tanıma bakın birde her türlü ihanet kumpas kaypaklık hile iftira atan FETÖ ye
Misal mi?
FETÖ soruşturmasında itirafçı olan hakim, firari yargı imamı Ahmet Can’ın Çukurambar’daki lüks evde düzenlediği örgüt toplantılarını deşifre etti: “Ahmet Can’ın sohbetlerine Birol Erdem, İbrahim Okur, Ahmet Hamsici, Hüseyin Yıldırım, Ahmet Kaya, Muzaffer Bayram, Galip Tuncay Tutar ve Ahmet Berberoğlu gibi isimler katılırdı”.
Bitti mi? Yooo Yazmaya devam.
FETÖ'cü subay itirafçı oldu. Gizli tanık Sel'in ismiyle ifade veren subay,"Askeri liseye giriş formları doldururken cemaate ne derece bağlı olduğumu anlamak için beni teste tabi tuttular. Abi bana 'Hoca Efendiyi korumak için elinde bir el bombası olsa onun pimini çeker misin? Kendini hoca efendi için feda eder misin? diye sordu. Ben de 'evet' dedim. Daha sonra formları doldurduk.
Gördünüz mü dava adamları diye gözümüzde gözünüzde büyüttüğümüz büyüttüklerinizin ne kadarda korkak ne kadarda yüreksiz ne kadar da alçak olduğunu?
Gelin dava adamın profiline birde onun kaleminden dinleyin. Kim mi? Yıllarca Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin en önemli hizmetkarlarindan olan Zübeyir GÜNDÜZALP ten okuyalım.
DAVA ADAMININ ŞABLONU nu görelim.
Aziz ve muhterem kardeşim,
İslamın her derdine razı olduğunu söylüyorsun.Bu müjdenle bize aşk ve şevk veriyorsun. O halde dinle:
Vazifen; dikenler arasında güller toplayacaksın. Ayağın çıplaktır batacak, elin çıplaktır kanayacak…
Buna sevineceksin.
Firavun kucağında büyüyen çocuk Musaları safına alacaksın. Aldığın için dövecekler, konuştuğun için zindana atacaklar…
Sevineceksin…
Çöllere sürülsen kanınla ağaç yetiştireceksin. Kutuplara sürülsen ısınla sebze yetiştireceksin. Yeşilliği sevmeyen olacak yakacaklar, yıkacaklar.
Sen bunu sabırla seyredeceksin.
Karanlık zindanlara sokarlarsa ışık ,paslı vicdanları görürsen ümit , imkansız kalplere rastlarsan nur vereceksin. Sen verdiğin için şuç , sen getirdiği için ceza, sen konuştuğun için mahkum olacaksın.
Ve buna şükredeceksin.
Anadan , yardan, serden ayrılacaksın.Candan gönül Kuran’a sarılacaksın. Damla iken deniz , nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kağıt , kanını mürekkep edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse mecnun olup çöllere düşeceksin. Leyla arar gibi nur arıyanları bulacaksın.
Bulamazsan üzülmeyeceksin.
Makamlar servetler, verilse de nefsini unutmayacaksın.
Yalan , iftira , çamur fırtına tutulursan hissiyatını terk edeceksin…
Önüne demirlerden sert koyarlarsa dişinle deleceksin. Dağları toptan oymak gerekirse iğne ile oyacaksın.
Unutma!
Nerede olursan ol, küfrün ve cehlin ta temelini çürüteceksin.
Bir gün Kur’an etrafındaki surların yıkıldığını görürsen hemen kemiklerini taş, etlerin harç , kanında su edeceksin.
Etrafına ilimden, irfandan, faziletten, ahlaktan, kaleler dikeceksin , kaleler fedai olacaksın.
Bu mektubu okuyana mesnevi’yi okuyan Yunus Emre gibi uzun olmuş
diyeceksin. Onun ‘Ete kemiğe büründüm, Yunus Emre göründüm’ değişi gibi
sen de , ne lüzumu vardı uzun uzun saymaya, kısaca Kuran talebesi
olacaksın deseydin yeterdi diyeceksin.
Haklısın, zira İslam yoluna giren bilir ki bu yol kıldan ince kılıçtan keskindir.
Her kişinin değil, er kişinin yoludur.
Seni bütün ruhu canımla kucaklar , gözlerinden öper, dualarına mukabele eder, Allah’ın rızası dairesinde buluşmak üzere, mektubuma son verirken, dalalete düşen din kardeşlerimin kısa bir zaman da sizin gibi hidayete ermelerini Cenab-ı Vacibül Vücud Hazreti Allah ‘tan niyaz ederim.
Zübeyir Gündüzalp
Dedik ya
KORKAKLARDA DAVA ADAMI OLMAZ.
İŞTE SİZE BİR DAVA ADAMI