Bugün bayram ve üçüncü günü Rabbime(c.c) sonsuz şükürler ve hamdü senalar olsun ki bize ve sevdiklerimize bir bayramı yaşattığı ve gösterdiği için. Rabbim(c.c) nerede bir mümin, bir müslüman kardeşimiz var ise bayramı bayram olsun, bayramı coşku, mutlu ve huzurlu bir şekilde sevdikleri ile yaşamayı ve geçirmeyi nasip etsin. Tabiiki; mazlum ve mahzun olan mümin kardeşlerimize de Rabbim(c.c) yardım etsin. Zalimleride Kahhar ismi ile kahrı perişan eylesin. İslâm coğrafyası üzerinde haritalar çizen ve plan yapanların bütün planlarını başında parçalasın, ziru zeber eylesin.
Amin...
Amin...
Amin...
Tabiiki asıl mevzumuz bu değil.
Biraz önce facebookta bir kardeşimin paylaşmış olduğu resmi gördüm. Oldukça sinir bozucu, bir o kadarda düşündürücü bir resim idi. Resim karesinde bir hacı abimiz, hac farızasını yapıyor. İhramlar içerisinde belliki, vazifeyi yapmanın mutluluğu, huzuru ve coşkusu içerisinde. Hac farizasının içerisindeki ibadetlerin içerisinde olan şeytan taşlama görevini ifa ediyor. Buraya kadar herşey güzel. Zira bunların hepside olmazsa olmazlardan. Lakin bu vazifeyi yaparken bir elinde akıllı telefon, diğer elinde ise şeytana atacağı taşı görüyoruz. Acaba taşımı atacak? yoksa akıllı telefonumu? (!). Ahhhh keske akıllı telefonu atsa. Birde resim aynalı çıksın diye güzel mi güzel bir poz veriyor ki, değmeyin keyfine.
Gülermisiiiiiin, ağlarmısııııın.
Mübarek beldedesin ve bir elinde akıllı telefon, bir elinde içindeki, içimizdeki şeytanı kovalamak, atmak için taş ile poz veriyorsun. Hay mübarek abiiiim.....
Aslında bir tek resim bu değil. Hemen hemen hergün bu ve bunun benzeri resimleri görüyoruz. Belki bizde yapıyoruz. Geçen gün hanım ile aracımız ile gidiyoruz. Yolda bir vatandaş elinde telefon ile yürüyor. Arkadaşın elinde telefon, bir anda durdu ( yolda gidiyordu haaaa) dikkatimizi çekti bizde bakıyoruz, ne yapacak diyede merak içerisindeyiz. Ne yapar beğenirsiniz. Durdu bir güzel fotoğrafını çekti (!) ve yoluna devam etti.
Oysa böylemi olmalı?
Hayır...
Asla...
Kat a...
Elimizdeki akıllı diye tabir ettiğimiz bu teknoloji harikası telefonlar resmen aklımızı aklımızdan (!) aldı. Şuan hepimiz akıllı telefonların birer kölesi, esiriyiz. Emir ve komuta resmen akıllı telefonların ellerinde/ellerimizde. Artık şu ise önce kendi evimizden
ailemizden
işlerimizden
arkadaş ve komşu gruplarımızdan başlasak nasıl olur?
Ailede; eşler birbirleri ile çocuklar ise baba ve anneleri ile; komşularımız ile beraber sıcak sohbetleri arar olduk. Hatta ve hatta ilmi ve dini sohbetlerin olduğu dost meclislerinde bile bir elimiz ve bir gözümüz android telefonlarımızda, diğeri ise nerede bulunuyor isek orada.
Bu durum sizi rahatsiz etmiyor mu acaba?
Beni ediyor hemde çok ama çooooook rahatsız ediyor. Camiye cumaya gidiyorsun. İmam minberde büyük bir coşku ile hutbe okuyor. Herkes pür dikkat imamın dediklerini dinliyor. Herkeste biraz huzur, biraz mutluluk, birazda dini vecibeleri yerine getiremenin burukluğu var. Aman Allahım (c.c) oda ne öyle. Bülent amcanın telefonu, hemde öyle böyle değil fon müziği ise minberdeki hocaya bile tebessüm ettiriyor.
" Ben yoruldum hayat gelme üstüme" çalmaz mı? "
" Yaaaaa birader buda birşey mi? Geçen gün tam namaza durduk ki, amcanın telefon sesinden ....... dediğinizi duyar gibiyim.
Güler misin ağlarmısın?,
yada güldür güldür şovdaki skeçler gibi.
Neyse..
Artık bu işe bir son vermek gerekir diye düşünüyorum. Biraz görgüsüzlük, biraz saygısızlık birazda.... olan bu davranışa dur demek için gelin önce
evlerimizde
sonra dost meclislerinde
LÜTFEN
CEP TELEFONUNUZU
TEPSİYE KOYARMISINIZ?
kampanyasını başlatsak haaa
Ne dersiniz?
Nasıl olur acaba?
Bence bir deneyelim.
Var mısınız.
Selam ve dua ile