Tarihi seven,
alâkadar olan,
okuyan,
araştıran müdakkik okuyucular iyi bilirler. 1940 lı yıllarda CHP nin ve Milli Şefin lider olduğu ülkemizde ecdadtan kalan belgeler, el yazması eserler, tarihi vesikalar, resimler, haritalar, paha biçilemiyecek ölçüde KURAN-I KERİM ve el yazması eserler, mühürler,
HURDA KAĞIT FİYATINA BULGARİSTAN'A SATILDI. Belki içimizde hala bunu bilmeyen ve/ya duymayan vardır. Gerçekten varmıdır? Elbette vardır. Bugün, ortaokul, lise hatta ve hatta üniversitede okuyan evlatlarımıza bu soruyu bir sorun bakalım. Haaaa sen sordun mu kardeş? derseniz, evet sordum. Cevap boş iki gözle " ne diyorsun " diyen bir yüz/ler gördüm. Denemesi bedava. Bugün o eserleri Rabbimizin (c.c) inayeti ile Bulgaristan üniversitelerinde akademisyenler okuyorlar. Hem de benim/ bizim (çoğunluk olarak) hepimizin bilmediği OSMANLICA VE ARAPÇA olarak.. Ne kadar acı değil mi? Hem vagonlar dolusu belgeyi hurda fiyatına sat,
hem okuyamama. Allah Allah okuyamama sebebi nedir acaba?
Sonra.....
Neyse, konu itibari ile birbirine yakın olması hasebiyle aradan onca yıl/lar geçmesine rağmen
İÇİMİZDEKİ HAİNLER,
İÇİMİZDEKİ ECDAT DÜŞMANLARI,
İÇİMİZDEKİ TARİH DÜŞMANLARI
üstelik anlı şanlı proflar hala
DEDELERİNİN İZİNDE OLAN AKADEMİSYEN HAİNLERİN olduğunu görüyor ve şahit oluyoruz. Ne acı...
Aşağıdaki haberi okuyun, okuyun ki ne demek istediğimi daha iyi anlayın.
Haber mi?
Gelin o halde birlikte, beraber okuyalım.
......
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun rektörlüğü döneminde İstanbul Üniversitesi'nden (İÜ) çöpe atıldıktan sonra 2014'te İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı tarafından koruma altına alınan 500'ü Sultan 2. Abdülhamid'in özel kütüphanesine ait 4 bin 500 kitabın, tasnifi ve kataloglaması yapıldıktan sonra okuyucu ve araştırmacıların hizmetine sunulduğu öğrenildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yıldız Saray Kütüphanesi'nin İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesi sırasında, Sultan 2. Abdülhamid'in özel kütüphanesindeki kitaplar üniversiteye verildi. 28 Şubat döneminde, üniversitenin seminer kitaplıkları da denilen bölüm kütüphaneleri, tek bir kütüphanede birleştirilme niyetiyle kapatıldı.
Gerek ihmalkarlık gerekse değer verilmemesi nedeniyle atılan kitapların ciddi şekilde kontrolü yapılmadığı için bu kitaplar sahafların, kağıt satıcılarının elinde dolaşmaya başladı ve onbinlerce kitap piyasaya düştü.
............
Uzun zaman piyasada dolaşan, Almanca, Fransızca dil kitaplarının yanı sıra Osmanlıca ve Türkçe eserler ile Alman İmparatoru İkinci Wilhelm'in Sultan Abdülhamid'e hediye ettiği kitapların da arasında bulunduğu 4 bin 500'e yakın kitap, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir şahıstan 2014'te satın alındı. Şu anda, tasnifi ve kataloglaması yapılarak Atatürk Kütüphanesi'ne kazandırılan bu kitaplardan her araştırmacı ve üye yararlanabiliyor.
Nadir eser statüsünde olduğu için maliyeti de yüksek olan bu kitaplar, sahafın eline düştüğü için yok olmaktan ve yurtdışına çıkarılmaktan da kurtuldu.
A.g.g 28 Aralık 2017
Ogün vagonlar dolusu tarihi kıymeti maddiyatla ölçülemeyecek kadar büyük olan eserleri hurda kağıt fiyatına satanlarlar ile bugün
Apoletlerinde;
PROF,
YAR.DOC,
DOC,
DR, olup
bu kitapları
ÇAKTIRMADAN (!) ÇÖPLÜĞE ATAN
sözüm ona, onlara
OKUMUŞ HAİNLERDEN,
OKUMUŞ CAHİLLERDEN,
OKUMUŞ TERÖRİSTLERDEN,
ne farkı var acaba?
Evet,
hanımefendiler ve beyefendiler!
söylermisiniz acaba? dünün hainleri ile bugünün hainleri arasında acaba bir fark varmı?
YOK!
YOOOOK!
YOOOOOOOOOOOOK!
O gün, hurda fiyatına dedem ile aramdaki köprüleri tarumar edip
belgeleri,
mühürleri,
el yazmalarını,
haritaları satan ile
BUGÜN aynı zihniyetin tohumu olup gene ecdadın bugünlere ışık tutacak kıymeti ölçülmez eserlerini
ÇÖPLÜĞE ATAN OKUMUŞ HAİNLER
ve
DEDELERİNİN İZİNDE OLAN SÖZÜM ONA AKADEMİSYEN/LER (!) İLE HİÇ BİR FARK YOK.
Rabbim (c.c) bizi, bizleri bu
OKUMUŞ CAHİLLERDEN
OKUMUŞ HAİNLERDEN
OKUMUŞ ŞARLATANLARDAN muhafaza eylesin.
Artık bu ve bunlar son bulsun. Bu kıymetli tarihi belgeleri satanlara öyle bir ceza/lar, öyle bir damga/lar vurun ki onun yolunda giden;
TARİH DÜŞMANI,
ECDAT DÜŞMANI,
BİZANS TOHUMLARI bir daha böyle bir şey yapmayı akıllarının ucundan dahi geçiremesinler. Millet ise, bu hainleri gönlünden silip atarak ve dilinin döndüğünce bedduaları ederek hesabı Allah'a (c.c) havale etti. Gerisi artık devletin işi.
Yapın...
Yapın ki, bir kez daha saç baş yolmayalım.
Selâm ve dua ile