Hadi bakalım buda nerden çıktı? Bu ne biçim bir ifade? der gibisiniz. Yada ben öyle söyleyeceğinizi düşündüm. Gerçi ben bu yazıyı okuyunca gönlümden geçeni gayri ihtiyarî yukarıdaki yazının başlığı gibi söyledim. Gerçi bunlar birazda eski alışkanlıklardan olsa gerek zira ağzımızdan veya tuşlardan gayri ihtiyarî (!) çıkıverdi.
Malum yeni dönemin kadrolarını oluşturmak için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren AK Parti yönetimi, kongre startını beldelerden başlatıyor. Yönetim, partinin hedefleri ve vizyonuna uygun adaylara ilişkin kriterleri de belirledi. Metal yorgunluğunu kongrelerle atmaya hazırlanan AK Parti, il ve ilçe başkan adaylarını kapsamlı bir araştırmadan geçiriyor. AK Parti yönetimi hem FETÖ sızmalarını önlemek hem de 2019 hedeflerini yakalamak için yoğun tempoya ayak uyduracak adayları belirlemek için işi sıkı tutuyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Metal yorgunluğu ve profesyonel deformasyon diye bir hastalık var, uzun süre görevde kalanlar bu hastalığa yakalanabiliyor. Yorulan varsa kenara çekilsin” mesajı doğrultusunda hareket ediliyor.
Bu kapsamda il ve ilçe başkan adayları ilk olarak illerde kurulan komisyonlarda değerlendirmeye alınıyor. Komisyondan geçen adaylar daha sonra genel merkezde Teşkilat İşleri Başkanlığı tarafından mülakata tabi tutuluyor. Mülakat sırasında adaylarla ilgili illerden gelen değerlendirmeler dikkate alınırken, son karar MKYK’da verilecek.
Teşkilat Başkanlığı tarafından hazırlanan kongre rehberinde, adaylarla ilgili kriterler de belirlendi. Buna göre, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, belediyeler ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmayan adaylar arasından seçim yapılacak. Aynı şekilde özel veya tüzel ticari kişilikler aracılığıyla kamu ile iş, ihale, taşeron ilişkisinde bulunanlar yönetimlerde görev alamayacak.
Delegelerin dağılımı ilçenin demografik, bölgesel ve coğrafi yapısına uygun olacak. Delegelerin ilçe başkanı ve yönetimiyle akrabalık, yandaşlık ve hemşerilik gibi mensubiyeti ön plana çıkmayacak.
Görüldüğü ve anlaşılacağı üzere bizim avam tabiri ile ifade ettiğimiz bir deyim var. O deyimde adaylar seçilirken adeta İNCE ELENİP SIK DOKUNACAK.
Lakin benim gene endişelerim, gene kaygılarım var. Yahu ne biçim adamsın yaaaaa. Görmüyormusun;
bütün delikler (!) tıkanıyor,
Sızma (!) yok,
Aradan sıyırma (!) yok.
Daha ne o olsun be Bülent abi haa. Söylermisin bundan daha güzeli ne ve nasıl olabilir?
Bundan iyisi Şam'da ...... diyebilirsiniz.
Neyse ben gerisini hatırlayamadım.
Lakin burası Türkiye
Burdan çıkış yok (!)
Adaylık hakkımız söke söke alırız (!)
Yahu bunlarda nerden çıktı. Alışkanlık işte biraz trübün sloganı. Ne yaparsınız işte aklımızın bir kenarında kalmış. Bir ben var benden öteye o, ötedeki bende de böyle sloganlar çıkıyor. Ne diyeyim? Ben(!) ime söz geçiremiyorum(!)
Son söz.
Burası Türkiye KART HAMİLI YAKINIMDIR.
Yada
AHBAB ÇAVUŞ ilişkilerinin neticelerini bu seçimlerden sonra çok duyacağız ve göreceğiz. Buna emin olun. Dua edelim de gene ülkemizi bölgemizi şehrinizi mahallemizi ve bu garib islam coğrafyasını yakından alâkadar eden konularda bu işin başına geçenlerde AHBAB ÇAVUŞ İLİŞKİLERİ çerçevesinde gelmesin, getirilmesin.
Ne diyelim siyaset bu, bizde diyoruz ki.
MENFAAT ÜZERE DÖNEN SİYASET, SİYASET DEĞİL CANAVARDIR.
Bu canavara TÜRKİYE yi ve MAKAMLARI LÜTFEN TESLİM ETMEYİN.
Selam ve dua ile