Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 12 Mart Muhtırası’nın yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.“Kanımızın son damlasına kadar vatanımız, bayrağımız, milletimiz, cumhuriyetimiz, demokrasimiz ve hürriyetlerimiz için mücadelemizi sürdüreceğiz”12 Mart 1971’de kuvvet komutanları tarafından verilen muhtıra ile Türkiye’de siyasetin ve demokrasinin bir kez daha kesintiye uğratıldığı 12 Mart’ın yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Genel Başkanımız Gültekin Uysal, şunları kaydetti:
“Milletimizin hür iradesiyle iktidara gelmiş olan Adalet Partisi’ne yapılan bu darbe, ne yazık ki ülkemizde derin ve uzun yıllar sürecek yaraların açılmasına neden oldu”
“Bugün, 1946’da iktidara gelişiyle Türkiye’de çok partili hayata geçmemizi temin eden Demokrat Parti geleneğinin devamı olan ve seçimle iktidara gelmiş olan Adalet Partisi’nin, 12 Mart 1971’de TSK’daki bir grup cuntacı tarafından verilen muhtıra ile darbeye uğramasının yıldönümü.
Milletimizin hür iradesiyle iktidara gelmiş olan Adalet Partisi’ne yapılan bu darbe, ne yazık ki ülkemizde derin ve uzun yıllar sürecek yaraların açılmasına neden olmuştu. Kuvvet komutanlarının imzasını taşıyan tehdit yüklü muhtıraya karşın, o dönemki Başbakanımız Süleyman Demirel, “Parlamentonun açık kalması gerektiğine inancı ve demokrasimizde açılan yaranın daha da derinleşmemesi için” hükümetin istifasını sunmuş; sonrasında ülkemiz büyük bir kaosa sürüklenmişti. Temel hak ve hürriyetlere karşı getirilen kısıtlamalarla da ülkemiz bir ara rejim dönemine girmişti.
Sanki ülkemizde tarih sürekli tekerrür edercesine, askeri darbelerle sık sık demokrasisi kesintiye uğratılarak her defasında 30 yıl geriye doğru gitmesine sebep olan, buna alet olan, cuntacı zihniyetleriyle hala ülkemizde kendilerini var etmeye çalışan vatan ve millet düşmanları bilmelidirler ki; bu güzel milletimizin hak ve hürriyetleri için, kalkınması ve refahı için bir taş üstüne taş koyan tüm demokrasi sevdalılarının, demokrasi şehitlerimizin verdiği ilham ve cesaretle, bugün de yarın da tıpkı dün olduğu gibi milletimizin öncelikleri için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Biz Demokratlar, hiçbir baskı ve zulüm altında doğru bildiklerimiz söylemekten çekinmeyeceğiz. Kanımızın son damlasına kadar vatanımız, bayrağımız, milletimiz, cumhuriyetimiz, demokrasimiz ve hürriyetlerimiz için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yanlışlığı defalarca ispat edilmiş darbelerin ülkemizi götürebileceği bir yer yoktur.
O nedenle toplumsal ve siyasal ayrışmanın, kamplaşmanın yeniden vuku bulmaya başladığı bugünlerde tarihimizde yaşadığımız bu büyük acıları bir kez daha hatırlatmak ve yeniden toplumsal bir mutabakata varacağımız yarınlarımız için birliğimizi ve huzurumuz bozmak isteyen bedbahtlara açık kapı bırakmamak gerektiğini ifade etmek isterim.”
“Milletimizin hür iradesiyle iktidara gelmiş olan Adalet Partisi’ne yapılan bu darbe, ne yazık ki ülkemizde derin ve uzun yıllar sürecek yaraların açılmasına neden oldu”
“Bugün, 1946’da iktidara gelişiyle Türkiye’de çok partili hayata geçmemizi temin eden Demokrat Parti geleneğinin devamı olan ve seçimle iktidara gelmiş olan Adalet Partisi’nin, 12 Mart 1971’de TSK’daki bir grup cuntacı tarafından verilen muhtıra ile darbeye uğramasının yıldönümü.
Milletimizin hür iradesiyle iktidara gelmiş olan Adalet Partisi’ne yapılan bu darbe, ne yazık ki ülkemizde derin ve uzun yıllar sürecek yaraların açılmasına neden olmuştu. Kuvvet komutanlarının imzasını taşıyan tehdit yüklü muhtıraya karşın, o dönemki Başbakanımız Süleyman Demirel, “Parlamentonun açık kalması gerektiğine inancı ve demokrasimizde açılan yaranın daha da derinleşmemesi için” hükümetin istifasını sunmuş; sonrasında ülkemiz büyük bir kaosa sürüklenmişti. Temel hak ve hürriyetlere karşı getirilen kısıtlamalarla da ülkemiz bir ara rejim dönemine girmişti.
Sanki ülkemizde tarih sürekli tekerrür edercesine, askeri darbelerle sık sık demokrasisi kesintiye uğratılarak her defasında 30 yıl geriye doğru gitmesine sebep olan, buna alet olan, cuntacı zihniyetleriyle hala ülkemizde kendilerini var etmeye çalışan vatan ve millet düşmanları bilmelidirler ki; bu güzel milletimizin hak ve hürriyetleri için, kalkınması ve refahı için bir taş üstüne taş koyan tüm demokrasi sevdalılarının, demokrasi şehitlerimizin verdiği ilham ve cesaretle, bugün de yarın da tıpkı dün olduğu gibi milletimizin öncelikleri için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Biz Demokratlar, hiçbir baskı ve zulüm altında doğru bildiklerimiz söylemekten çekinmeyeceğiz. Kanımızın son damlasına kadar vatanımız, bayrağımız, milletimiz, cumhuriyetimiz, demokrasimiz ve hürriyetlerimiz için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yanlışlığı defalarca ispat edilmiş darbelerin ülkemizi götürebileceği bir yer yoktur.
O nedenle toplumsal ve siyasal ayrışmanın, kamplaşmanın yeniden vuku bulmaya başladığı bugünlerde tarihimizde yaşadığımız bu büyük acıları bir kez daha hatırlatmak ve yeniden toplumsal bir mutabakata varacağımız yarınlarımız için birliğimizi ve huzurumuz bozmak isteyen bedbahtlara açık kapı bırakmamak gerektiğini ifade etmek isterim.”