Türkiye’de binlerce kişi kornea nakli için sırada beklemekte. Korneanın tek temin edildiği kaynak, bilindiği gibi, kadavralar… Kornea nakli için sıra bekleyen hastaların önemli bir bölümünü keratokonus hastaları oluşturuyor !
Sağlıklı her 500 kişiden birinde görülen ve gözün en önündeki saydam dokunun yani kornea’nın incelmesiyle oluşan keratokonus hastalığının tedavisinde Özel Veni Vidi Göz Hastanesi yeni bir tedavi yaklaşımıyla, kornea nakli için sıra bekleyen hastalara umut oluyor.
Keratokonus, çok ciddi görme kaybı oluşturabilen ve bu durum geliştiğinde de tek tedavisi kornea nakli olan önemli bir sağlık sorunu.
Neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor olsa da, küçük yaşlarda gözlerin ovuşturulması, alerjik bünye ve genetik yatkınlık sonucu bu hastalığın daha sık görüldüğü bilinmekte.
Keratokonus hastalığında kornea tabakası incelir ve dikleşir. Hastalık, yavaş veya hızlı, ilerleyici özellik gösterir. Kornea yüzeyindeki dikleşme sonucu hastada ilerleyici miyopi ve ilerleyici astigmat gelişir. Görme gittikçe kötüleşir ve hastalığın son evresinde körlüğe yakın bir düzeye gelinir.
İlk kez New York Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. John Kanellopoulos tarafından geliştirilen bir tedaviyle (The Athens Protocol) hastaların büyük bir kısmında kornea nakline olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor veya kornea naklini uzun seneler sonrasına erteliyor.
Veni Vidi Göz Hastanesi Medikal Direktörü Op. Dr. Ertan Sunay, bu tedavi yöntemi hakkında şu bilgileri verdi:
‘Keratokonus hastalığı çok ilerlediğinde görme çok azalır. İlerlemiş keratokonus hastalığı tedavisinde genel kural, görmenin % 10’a düşmesi durumunda kornea nakli yapılmasıdır. Günümüzde, bu denli ilerlemiş durumdaki keratokonus hastalarında kornea nakline gerek duyulmasını engellemek veya bu ihtiyacı uzun seneler sonrasına ötelemek artık mümkün. New York Üniversitesinden Prof. Kanellopoulos’un geliştirdiği ve bizim de Keratokonus Merkezimizde uyguladığımız tedavi yönteminde, hastanın korneasına önce tek bir seansta peş peşe iki tür laser tedavisi (TPTK ve corneal wavefront) uygulanır ve hemen sonra göze B2 vitamini damlası damlatılarak ultraviole ışık tedavisi yapılır. Bu tedavi yöntemiyle hastalarda % 97 olasılıkla keratokonus hastalığının ilerlemesi durur ve hastanın görmelerinde belirgin artış elde edilir. Tedavide temel prensip, özel bir excimer laser yöntemiyle kornea yüzey düzensizliğinin ortadan kaldırılması ve hemen sonra da B2 vitamini & Ultraviole ışınım kompleksiyle kornea dokusunun sağlamlaştırılmasıdır. Alınan sonuçlar, son derece yüz güldürücüdür”.
Sağlıklı her 500 kişiden birinde görülen ve gözün en önündeki saydam dokunun yani kornea’nın incelmesiyle oluşan keratokonus hastalığının tedavisinde Özel Veni Vidi Göz Hastanesi yeni bir tedavi yaklaşımıyla, kornea nakli için sıra bekleyen hastalara umut oluyor.
Keratokonus, çok ciddi görme kaybı oluşturabilen ve bu durum geliştiğinde de tek tedavisi kornea nakli olan önemli bir sağlık sorunu.
Neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor olsa da, küçük yaşlarda gözlerin ovuşturulması, alerjik bünye ve genetik yatkınlık sonucu bu hastalığın daha sık görüldüğü bilinmekte.
Keratokonus hastalığında kornea tabakası incelir ve dikleşir. Hastalık, yavaş veya hızlı, ilerleyici özellik gösterir. Kornea yüzeyindeki dikleşme sonucu hastada ilerleyici miyopi ve ilerleyici astigmat gelişir. Görme gittikçe kötüleşir ve hastalığın son evresinde körlüğe yakın bir düzeye gelinir.
İlk kez New York Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. John Kanellopoulos tarafından geliştirilen bir tedaviyle (The Athens Protocol) hastaların büyük bir kısmında kornea nakline olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor veya kornea naklini uzun seneler sonrasına erteliyor.
Veni Vidi Göz Hastanesi Medikal Direktörü Op. Dr. Ertan Sunay, bu tedavi yöntemi hakkında şu bilgileri verdi:
‘Keratokonus hastalığı çok ilerlediğinde görme çok azalır. İlerlemiş keratokonus hastalığı tedavisinde genel kural, görmenin % 10’a düşmesi durumunda kornea nakli yapılmasıdır. Günümüzde, bu denli ilerlemiş durumdaki keratokonus hastalarında kornea nakline gerek duyulmasını engellemek veya bu ihtiyacı uzun seneler sonrasına ötelemek artık mümkün. New York Üniversitesinden Prof. Kanellopoulos’un geliştirdiği ve bizim de Keratokonus Merkezimizde uyguladığımız tedavi yönteminde, hastanın korneasına önce tek bir seansta peş peşe iki tür laser tedavisi (TPTK ve corneal wavefront) uygulanır ve hemen sonra göze B2 vitamini damlası damlatılarak ultraviole ışık tedavisi yapılır. Bu tedavi yöntemiyle hastalarda % 97 olasılıkla keratokonus hastalığının ilerlemesi durur ve hastanın görmelerinde belirgin artış elde edilir. Tedavide temel prensip, özel bir excimer laser yöntemiyle kornea yüzey düzensizliğinin ortadan kaldırılması ve hemen sonra da B2 vitamini & Ultraviole ışınım kompleksiyle kornea dokusunun sağlamlaştırılmasıdır. Alınan sonuçlar, son derece yüz güldürücüdür”.